Türküler Bizi Yanyana Getiriyor
Sevilen yorumuyla türkülere yeniden hayat veren Sevcan Orhan bugünlerde
yeni albümünün heyecanını yaşıyor. Sanatçının Düşten Gerçeğe adını verdiği albümünde farklı yörelerden derlenmiş 17 güzide eser yer alıyor. Türkiye'de müzikle uğraşanların yolunun halk müziğinden muhakkak geçmesi gerektiğini söyleyen Orhan, 'Ne enstrüman çalıyorsa çalsın, hangi tarz müziği yapıyor olursa olsun Türkiye'de yetişmiş bir müzisyenin eğer yolu halk müziğinden bir şekilde geçmediyse ben onun müzisyenliğinin eksik kaldığını düşünürüm' diyor. Her inançtan, her kesimden insanın karşısında türkü söylediğini ve insanların onu dinlerken yanyana durabildiklerini belirten Orhan, türkülerin birleştirici gücüne vurgu yapıyor.
TÜRKÜLER YALIN VE NAİF
Düşten Gerçeğe albümü nasıl ortaya çıktı? Nasıl bir çalışmanın ürünü bu albüm?
Zamanı geldiğinde, gerekli eserler bulduğumda albüm zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu konuda mütevazı olamayacağım; benim hiçbir albümümün dönemi geçmedi. Bu bütün halk müziği albümleri için de böyledir. Dönemi geçmedi ama biz artık dinleyenlere yeni şeyler sunmanın zamanı geldiğini düşündük. Hatta epey de zamana yayarak yaptık bu albümü. Oldu bittiye getirmedik.
Türküleri derlerken nasıl bir kriter uyguluyorsunuz? Daha önce söylenmemiş olmasına bakıyor musunuz mesela?
Halk müziği yaptığım için çok şükür çok fazla materyalim var. İçeriğini ve konseptini belirlemek benim elimde. O yüzden ne tarz bir şey istiyorsam o tarz türküleri seçiyorum. Sadece sevdiğim ve gönlümden geçen eserleri okuyorum. Yöresinin ve kime ait olduğuyla hiç ilgilenmiyorum. Eğer ben söylerken keyif alıyorsam, bir şeyler hissediyorsam söylüyorum, albümde de yer veriyorum. Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım'ı kim söylerse söylesin dinlersiniz, seversiniz. Burada yorum ortaya çıkar. Birinin yorumunu daha çok seversiniz. Türkülerin de böyle bir güzelliği var. Türküler o kadar yalın ve naif ki onları siz şekillendiriyorsunuz.
ANONİMLEŞME ZAMAN İSTER
Albümde batı tarzı enstrümanların yer alması müzikal anlamda türküleri daha modernize yapıyor sanki değil mi?
Batı enstrümanları tabii ki kullanıldı ama her şey kalıbı ve olması gerekeni bozmadan yapıldı. Ki bence doğru olanı bu. İnsanlar, diller, enstrümanlar her şey birbirinden etkileniyor. Uyum sağlayan her enstrüman müziğin içine girebilir. Ama türküler söz konusu olduğunda biz biraz duygusal düşünüyoruz. Özünü aslını bozmak, birdenbire başkalaştırmak da çok doğru değil. Anonimleşme sürecini de etkiliyor maalesef. Anonimleşme biraz zaman ister, insan ömrü yetmez belki…
QUARTET OLDULAR
Bu albümde hangi müzisyenlerle çalıştınız?
Ağabeyim Cihan Orhan albümün müzik yönetmenliğini yaptı. Aranjeleri Önder Meral ve Müslüm Sevim yaptı. Müzisyen arkadaşlarımın hepsi kendi albümleri gibi çaldılar. Albümde çalan herkes kendi enstrümanının virtüözü. Çok huzurlu çalıştık. Hiç acele etmedik. Annem, babam ve ağabeyim, dördümüz Vardım Hint Eline türküsünü söyledik. Babamın ve annemin sesi de çok güzeldir.
Halk müziği ekolünden olmayıp da türkü söyleyen müzisyenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türküler kimsenin tekelinde değil. Türküler anonim diyorsak o insanın da en az benim kadar söylemeye hakkı var. Zaten derdimiz bu değil miydi? İnsanlar türkü söylesinler, türkülerden uzaklaşmasınlar. Rockçı da popçu da herkes türkü söylesin. Yolları türküden geçsin. Türkiye'de yetişmiş bir müzisyenin eğer yolu halk müziğinden bir şekilde geçmediyse ben onun müzisyenliğinin eksik kaldığını düşünürüm. Ne enstrüman çalıyorsa çalsın, ne tarz müzik yapıyorsa yapsın fark etmez. Çünkü halkına yabancı olan müzisyenin yaptığı müzik o ülkede kalıcı olmaz.
Türkü söylemeye ne zaman başladınız. Nasıl başladı türkülerle yolculuğunuz?
Ben doğduğumdan beri türkü söylüyorum. Erzincanlı ve alevi kökenli bir ailenin çocuğuyum. Bizde her evde bağlama vardır. Dolayısıyla ben Turan Engin'in, Ali Ekber Çiçek'in, Arif Sağ'ın, Belkıs Akkale'nin, Güler Duman'ın, Sabahat Akkiraz'ın sesleriyle büyüdüm. Benim hayatımda hep vardı türküler. Okula başlayana kadar da herkesin öyle olduğunu zannederdim. Sonra bir baktım ki benim kuşağım kayıp bir kuşak. Ben ailemden dolayı çok şanslıyım ki bu kültürü bana aktarabilmişler.
SİYASETİN ÖTESİNDEYİZ
Düşten Gerçeğe, beşinci albüm. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Her şey planladığınız gibi ilerliyor mu?
Hayatımda çok güzel şeylerin olacağını hep hissettim. Bundan ötesi olmasa bile bunlarla çok mutluyum. Çok fazla konser verdim. Her kesimden her inançtan insanın karşısında türkü söyledim. Gördüm ki ben türkü söylediğim zaman yanyana durup beni dinleyebiliyorlar. Siyasetin de günlük yaşamın da çok ötesinde bir şey yapıyoruz aslında.
Gündeminizde herhangi bir TV projesi var mı?
Bu ara yok ama bundan sonrasını bilmiyorum. Bazı projeler geldi ama bizim tarzımıza uygun değildi. Ben televizyonda müzik yapmayı istiyorum. Canlı performansı çok özlüyorum. İnsanlarla iletişim halinde olmayı seviyorum. Hayatımda da öyleyimdir. Sanırım bu ekrana da yansıyor. Ekranda benim enerjim çok yükseliyor. Onu insanlarla paylaşmayı seviyorum. İçeriğinin bana uygun olduğu bir program olursa yaparım yine. Ben ekranda olmayı seviyorum.
İnandığım her projede varım
Doğa İçin Çal'da yer almıştınız. Bu tarz sosyal sorumluluk ve kolektif projelerde yer almayı seviyor musunuz?
Doğa İçin Çal'ı çok güzel düşünülmüş bir projeydi. Onun devamında bazı firmaların çıkardığı toplu albümler oldu. Onlarda da yer aldım. Erzincan yöresine ait bir albümde yer aldım. Toplu söylenen albümlere katılımım oldu. Seviyorum tabii. Özellikle sosyal sorumluluk projelerinde yer almayı çok isterim. Bunu yaparken de gerçekten 'sosyal sorumluluk'la yapmak istiyorum. Bunu yapan insanların da aynı düşüncede olmasını bekliyorum. Dolayısıyla inandığım her işte yer almak isterim.
Sahneye çıktığımda hayalim gerçek oluyor
Sahnede en çok söylemek istediğiniz, söylemekten keyif aldığınız türkü/ler var mı?
Sahnede psikolojim o kadar değişkendir ki… Halk müziği icra ettiğiniz için gittiğiniz yöre de çok önemli. Sivas'a gidip de Karadeniz türkülerinden potpuri yapıp okuyamazsınız. Bir iki tane söyleyebilirsiniz. Benim sahnede sabit bir repertuarım yok. Aklıma geleni söylerim. Hiç kendimi kısıtlamam. Repertuarım çok dinamiktir. Sahneye her çıktığımda hayalim bir kez daha gerçek oluyor. Tek dileğim ben türkü söylemeye devam edeyim ve bu enerjim ve hevesim hiç bitmesin. Çünkü ben bu heves ve enerjiyle söyledikçe bana kulak veren insanlar çoğaldı. Bu, doğru bir şey yaptığımı gösteriyor. Ayrıca albümde okuduğum eserlerin hepsini sahnede aynı şekilde yorumlamak da benim için önemli.
Çok fazla ozan dinledim
Halk müziğinde benimseyerek dinlediğiniz isimler var mı?
Halk müziği usta çırak ilişkisiyle yürüyen bir müzik. Dolayısıyla Pir Sultan'dan alıp bugün yaşayan ustalara kadar arada bir dünya isim sayabiliriz. Çok fazla insan dinledim ama benim gelişim sürecime denk gelen isimler, Turan Engin, Ali Ekber Çiçek, Arif Sağ, Belkıs Akkale, Güler Duman, Sabahat Akkiraz... Bana ozan say deseniz sonu gelmez. Yetişebildiklerim arasında Mahsuni Şerif ve Neşet Ertaş'ı sayabilirim.