Ali Rıza UĞURLU
“İşte geldim iste gittim İlkokulu kendi köyünde bitirdi. Kendi deyimi ile “Küçük yaşta eğitime düşkündüm ancak imkansızlık nedeniyle bir türlü orta okula gitme olanağı bulamadım. Ya köyde çiftçilik yapacaktım yada işçi olarak çalışacaktım. Başka bir şansım da yoktu” diyen şair 1969 yılında işçi olarak Almanya’ya gitti. “Gurbet elde bir hal gelse başıma Tanıdıklar baş ucuma gelende Ateş yanıp baş ucumda tütecek Ali Rıza derdini söyler sazığa Almanya’da sadece fabrikada işçi olarak çalışma ile kalmadı. Çalıştığı süre içinde çeşitli derneklerde ve sendikalarda etkinlikler göstermiştir. Bu süreçte yabancı dilini geliştirmesi ve işçi haklarını araması ve işçi işveren arasında bir köprü görevini üstlenmesi neticesinde, sendikanın işyeri temsilciliği görevine getirilmiştir. “Zamana uymayan böyle bir düzenin Toprağı ağasız sürmektir arzum Diyen şair, şiirlerinde kimi zaman görevini tam yapmayanlara çatar, kimi zamanda yoksul ve çaresiz insanların yaralarının sarılmasını ister. Kimi zamanda birlik ve beraberlik içerisinde kardeşçe yaşamayı arzular. Kimi zaman emekten yana olup, sömürüye karşı direnir, kimi zamanda haksızlıklara yolsuzluklara direnir. “Alman ne demek Türk ne demek Ve: “Bana başka gözle bakıp Ve de: “Mafya paylaşıyor terör vuruyor Göç nedeni ile gittikçe küçülen, körelen ve yıkılan köyün adet, gelenek ve göreneklerinin yavaş yavaş kayıp olmasına üzülen şair: şiirinde, Ve: “Güzel adet şen töreler olurdu Azimli, çalışkan ve mücadeleyi seven bir yapıya sahip olan Ali Rıza UĞURLU 1997 yılında “Almancı Yabancılar” isimli ikinci kitabını yayımlamıştır. Bu kitabı Almanya’daki Türk işçilerinin sorunları ve çözüm önerilerini içermektedir. “Şu garip dünyada, cennet elimde Yasa işlemiyor hasta adalet Ne kanuna güven nede sultana Devletin çarkında dişi kalmamış Piyasası serbest pazarda mafya Diyen ve her konuda dolu olan şair’in şiir ve yazılarının bir kısmı çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı. Malatya Kültür Sanat Derneğinin çıkarmış olduğu MAKSAD adlı dergisinde sürekli şiir ve yazılarıda yayınlanmaktadır. Kendisi bu derneğin kurucuları arasında olup, iki dönem Denetleme Kurulu Başkanlığı yapmış ve halen üyeliği de devam etmektedir. Ayrıca ustaca saz çalan Ali Rıza UĞURLU, seslendirdiği türküleri ile de defalarca yerel televizyonlarda proğramlara katılmıştır. Onu şairliğe iten, yaşadığı hayat mücadelesi, memleket özlemi ve kendisindeki ince ruh halidir. Haksızlık ve yanlışlıkları görmezlikten gelemez ve şiirleri ile üstüne gider. “Ey insanlar lafla barış olur mu Pir Sultan’lar kafa tuttu zalime Aç varken düzen düzen sayılmaz Ne haruna kaldı ne başka kula Şair küçük yaşta büyük ozanların deyişlerini okumaya ve ezberlemeye heves duyar. “Ölmedin yılmadın sırra kadimsin Gurbet elde çoktur sefil sefalet Yazımızı şair Almanya’da iken, özlemini duyduğu köyünün üzerine yazmış olduğu bir şiirin birkaç dörtlüğü ile son vermek istiyoruz. “Çalıştım çalıştım doymadı karnım Sırtında tarlaya tohum götürdün Faizli borç ile ele kınandın Kara yılan merteklerde dolanır
| ||
|