Sevcan Orhan 4.Albümü CIKTI
Bir dönem TRT'de 'Tatlı Dile Güler Yüze' adlı programı sunan Sevcan Orhan, türkücü bir ailenin kızı. Annesi, babası, ağabeyiyle birlikte evlerine gelen misafirlere tatlı ve meyvenin yanında türkü ikram ediyorlar. Genç sanatçı, türkülerimiz ölmesin diye kendi cebinden albüm çıkaracak kadar bu işe sevdalı. İkinci albümüyle de iddialı.
Bir aile hayal edin... Anne, baba, ağabey ve evin küçük kızının sesi billur gibi olsun. Dost meclislerinde hep türküler çalınıp söylensin. O evin misafiri eksik olur mu hiç? Elbette ki olmaz. Hatta konu komşu, dost akraba misafirliğe gelmek için sıraya bile girer. İşte Sevcan Orhan, böyle türkülerle haşır neşir bir ailenin üyesi. "Biz misafirlerimize tatlı ve meyvelerin yanında türkü ikram ediyoruz." diyor. Saz çalıp türkü söylemeyi, yemek yemek, su içmek kadar doğal sayan Orhan'ın "mirasım türküler" demesi çok normal. Türküleri yaşatmak için gösterdiği çaba ise takdire şayan. Zira o, pop müzik albümlerinin bile can çekiştiği günümüzde türkü albümü çıkarıyor. Hem de kendi cebinden para harcayarak. Türkülerin kaderinin değişmesini ümit eden genç sanatçı, "Çok zor biliyorum ama inşallah bir sonraki albümü kendim çıkarmak zorunda kalmam. Öyle olsa bile türkü albümü çıkarmaya devam edeceğim." diyor.
Önümüzdeki hafta türkü severlerle buluşacak olan 4. albümü "Zemheriden Ötesi Bahar"ın heyecanını yaşayan Sevcan Orhan'la kendisini, türküleri ve albümünü konuştuk.
Sevcan Orhan, Erzincanlı bir ailenin iki çocuğundan küçüğü. Kendi tabiriyle dili döndüğünden beri türkü söylüyor. İlk bağlama hocası profesyonel olarak müzikle uğraşan babası. İlkokul yıllarında abisiyle birlikte bağlama kursuna giden Orhan, daha sonraları tercihini solistlikten yana kullanmış. Lise eğitimini tamamladıktan sonra tutmuş konservatuarın yolunu. Mezun olunca şimdi üslup repertuvarları dersi verdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü'ne girmiş ve profesyonel müzik hayatına ilk adımı o yıl atmış. İlk albümü "Ninni Bebek"i 2000 yılında çıkarmış. Henüz 29 yaşındaki Orhan'a "Neden pop müzik değil de türkü?" diye soruyoruz. Cevabını kendisinden dinleyelim: "Ben çok şanslı bir çocuğum. Çünkü 80 kuşağı kültürel anlamda çok ölü, kof bir kuşak. Türküler benim en büyük yol göstericim ve mirasım oldu. Bütün yaşıtlarım türkü söyleyenleri uzaylı gibi görürken ben bağlama çalıp türkü okudum. Bunda ailemin ve yetiştiğim kültürün etkisi var kuşkusuz. Alevi kültüründe türküler, deyişler ön plandadır."
'Türkü okumanın vebali çok büyük'
Türkülere âşık bir sanatçı Orhan. Yaptığı işin hakkını vermek en büyük arzusu. Öyle ki türkü okumayı "Vebali çok büyük ve bir o kadar da zevkli bir iş." olarak tanımlıyor. Binlerce yıllık geleneğin ürünü olan türküleri, kimliğini bozmadan okumak gerektiğine inanıyor. Orhan, "Türkülere zarar vermek gibi bir hakkı kendimde bulmuyorum, verirsem de onun vebalinin ağır olacağını düşünüyorum." diyor. Söz dönüp dolaşıp türkülerin hak ettiği değeri alamadığına geliyor.
Genç sanatçı, türkü deyince insanların aklına koyun ve saman, türkücü denildiğinde ise şalvarlı insanlar gelmesinden rahatsız. Suçlu olarak, türkücüleri şalvarla ekrana çıkaran medyayı görüyor. Reyting uğruna pek çok değerin heba edildiğini söyleyen Sevcan Orhan, "Şehirde yaşayanların köylüye karşı bir antipatisi var. Onlar için türkü eşittir köylü demek. Ben türkü söylüyorum diye şalvarımla dolaşmıyorum ki! Bağdat Caddesi'nde dolaşacak kadar modern giyiniyorum. Türkü söyleyen insan cahil değildir. Tam tersine hayatın farkında olan insandır." diyor. Sevcan Orhan, popüler olmak ve çok albüm satmak için magazin programlarında görünmeye karşı. Magazinde yer almanın kendisine yarardan çok zarar getireceğini düşünüyor.
Türkülere yeni kan lazım
Türkü albümlerinin çok satmamasına rağmen Orhan'ın ısrarla yeni albüm yapmasının bir tek nedeni var: Türküleri yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak. Ekmeğini konserlerinden kazanan genç türkücü, albümlerini çıkarmak için cebinden para harcadığını anlatıyor. Albüm yapmanın çok büyük bütçeler gerektirdiğini dile getiren Orhan, "Bizler televizyona çıkmak için bile para ödeyen sanatçılarız. Ama bu işe devam etmek zorundayım. Ben gitsem, öbürü gitse ne olacak? Türkülere yeni kan lazım." diyor.
Eskiden Alevi olduğumu gizlerdim
Söz sırası büyük umutlarla çıkardığı albümü Zemheriden Ötesi Bahar'da. Orhan'a göre, Sezen Aksu ve Meral Okay ortak çalışması olan şarkı, Türkiye'nin demokratikleşme yolunda geçirdiği süreci de, kendi psikolojisini de çok iyi anlatıyor. "Bu bir zemheri ise sonrasında yaşanacak bir bahar var." diyen Orhan, son yıllarda yaşanan siyasi gelişmelerin Türkiye'yi karanlıktan aydınlığa taşıdığını düşünüyor ve hayatından bir örnek veriyor: "Küçükken ailem 'sana sorulmadıkça Alevi olduğunu söyleme' derdi. Kimliğimi gizleyerek büyüdüm. Bu tarihi bir süreç. Karanlıkta kalan çok şey var ama büyük bir başlangıç yaptık. Artık insanlar kimliklerini gizlemek zorunda kalmadan konuşabiliyor." Orhan, albümde ayrıca Emrah Mahsuni, Abdurrahim Karakoç ve Ahmet Kaya'nın da birer eserini okumuş.
Yorumlar
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için.