AŞIK MİNHACİ
Hay vefasız kanlı zalim! Bir yol bana er demedin. Eller gibi candan sevip, Yar demedin, yar demedin. Çağırdıkça sağır dedin, Sen kendine ağır dedin, Sefil MİNHAC şair dedin, Bür demedin mür demedin. |
||
Yrd. Doç. Dr. Doğan Kaya |
||
|
||
Eserlerinden bazıları: |
||
1 Hay vefasız kanlı zalim! Bir yol bana er demedin. Eller gibi candan sevip Yar demedin, yar demedin. Hakka doğru idi özüm, Her kez dinlemedin sözüm, Yok yok dedin sende gözüm, Var demedin, var demedin. Taşlara çaldın sen seni, Bilmedin emr-i Yezdan'ı, Malamat eyledin beni, El demedin, ar demedin. Çağırdıkça sağır dedin, Sen kendine ağır dedin, Sefil MİNHAC şair dedin, Bür demedin mür demedin. 2 Salma dilgüştesin meydana aşık Bahr-ı aşkta hadd ü payan bulunmaz Her yerde keşfolmaz sırr-ı hakayık Bunu fehmedecek bir can bulunmaz Devamsız sözlerden almazsın ibret Efsane sözlerden eyle kıraat Hani var mı bir sahib-keramet Çok Ali var Şah-ı Merdan bulunmaz MİNHACİ alemde gezdin serseri Asla farkeden yok dürr ü gevheri Kimsenin kimseden yoktur haberi Lakin benden özge seyran bulunmaz 3 Evvel bahar yaz aylan gelende Selleri gördüm de bulanıyorum Lale bitip sümbül boyun eğende Gülleri gördüm de bulanıyorum Aşağıdan gelir sırma sayalı Hiç gitmiyor karşımızdan hayali Başı kar ' ardıçlı yalçın kayalı Dalları gördüm de bulanıyorum MİNHACİ'm de derki Ali'dir pirim Elimden aldırdım gül yüzlü yarim yardan ayrılalı dinmez didarım Elleri gördüm de bulanıyorum 4 Boşuna hey deli gönül boşuna Değirmenler döner çeşmim yaşına Henüz değdim on üç on dört yaşına Ciladan sevdaya saldırdın felek On beşinden yiğirmiye yol oldu Otuzunda çevre yanım bir oldu Kırk yaşımda aklım başıma geldi Hayrımı şerrimi bildirdin felek, Ellisinde ömrüm yansı geçti Altmış dedi elim ayağım şaştı Yetmişinde yolum yokuşa düştü Merdiven merdiven indirdin felek Sekseninde azalarım üzüldü Doksan dedi ferman berat yazıldı Yüz yaşında can cesetten üzüldü MİNHAC'ı sabiye döndürdün felek |
5 Yüce dağda şaşan kervan Sızılanır zarilenir Bir soysuza düşen yiğit Geçer ömrü farilenir Sabahın seher vaktinde Sultan oturur tahtında Şu benim kara bahtımda Bitmiş işim gerilenir Okuyalım ferman gibi Her dertlere derman gibi Gönül bir değirmen gibi Ufak döker irilenir MİNHACi'yim sözüm ezel Gül benzime düştü gazel Sevdiğine varan güzel Çiçek açar korulanır 6 Ela gözlerini sevdiğim dilber Muhabbetin benim ile yan gider Benim ile küsü tutup gezen yar Eller ile güler oynar can gider Ben de vara idim yarim yanına Yüzümü süreyim Hakk'ın yoluna Bir busecik himmet eyle kuluna Ah çektikçe yüreğimden kan gider Güzel yağlığını atmış boynuna Anın güzelliği çıkmış aynına Soyunsam da girsem yarin koynuna Sermayenden nen eksilir nen gider MİNHACİ'm de der ki bahar erişti Kırmızı gül goncasına karıştı Gözün geldi gözüm ile görüştü Hilal kaşın kaşım ile ceng eder 7 Dilerim Mevladan işin onmasın Bir gonca gül iken soldurdun beni Kesilsin suların çarhın dönmesin Derd-i firakınla öldürdün beni Pek nazlı yürürsün bağrım ezilir Ağ gerdana ağ inciler dizilir Ağ gögüsten düğmelerin çözülür Aşkınla aleme bildirdin beni Efendim aşkınla, oldum avare Bulmadım alemde derdime çare Baht-ı siyahımdan giymişim kare Aleme şanınla doldurdun beni Her gördükçe yaralarım tazeler Gerdana yakışmış altın kozalar Al yanak üstünde kirpik süzeler Divan 'edip aleme güldürdün beni Güzelliğin şan vermiştir aleme Niçe bir medh edip çeksem kaleme MİNHACİ der kail oldum selama Aşkın bıçağıyla dildirdin beni |
|
|
şair: arpa
bür: buğday
bulanmak: içi dolmak ağlamaklı olmak
yağlık: başörtüsü