ZİYARETÇİ DEFTERİ
Ziyaretçi Defterine Yaz
10 AĞUSTOS UN SİRKELEDİKLERİ//
12 Yıl AKP iktidarı sonunda kendi sisteminin tam da tepesine‘’Cumhur.Başkanı ol deyip S. Tayip Beyi alıp koydular…
Şimdiyse, 12 yıl boyu onca eleştiri ve suçlanmalara rağmen, ülkeyi tek başına yönlendirip yöneten ‘’S.Tayip ERDOĞAN oyların yüzde ‘’52 si ile devletin tam tepesinde artık..
Peki çatı aday göstererek karşı çıkış yapan ‘’CHP-MHP ve diğerleri yanlış mı yaptılar hayır, bence demokrasilerde muhalefet olmak varsa onun gereğini yaptılar…
Ya da kayıp mı ettiler, bence o da değil.. Sonuç itibariyle hukuken kayıp söz konusu ise, 12 yıllık iktidarın icraatlarını değerlendirmeden oylar pat diye sandığa indi ise, kayıp o yanlışa parmak basıp kol kucak açanların olsa gerek..
10 Ağustos a kadar S.Tayip Bey Hakkında söylenenleri ‘’hukuk adamları akıllarının ucundan bile geçirmeye sanki de gerek bile görmediler.. Hani anayasal bir hukuk ülkesiyiz ya.. S.Tayip Bey ‘’ben sandığa bakarım, sözlerinin anlamı biraz da olsa irdelenmesi gerekmez miydi?
Şimdiyse 10 Ağustos dan hemen sora ‘’Akp de dahil tüm partilerin çatılarının çatırdadığını patırdamaya başladığın duyuyoruz..
A. İhsanoğlu ya destek sözü veren 14 parti den çokları CHP yi topa tutmaya başladılar, bir yerlerden oy avlayacaklarını mı sanmakta bunlar, ya da S.Akmeleddin i seçimlerden önce S.Kılıçdaroğlu kadar kendileri de tanıyor olmalılardı..
Hasılıkelam; Ülke yönetmede olgunlaşmamış bir siyaset anlayışı 77 milyon Türkiyeli yurttaşın tepesinde bir yağmaz bulut gibi dönüp dolaşmaktadır.. Çağdaş İnsan hak ve hukukunun gereğini programlarına koyup muhaliflerine dayatmayan bir parti boşuna laf abartıp kıvırtmasalar daha iyi olur diye düşünüyorum..
Hele de CHP li olanlardan bazıları bu kuru kalabalığa önceden hazırlıklı olmalılar ki 11 Ağustos la ortalarda dönüp dolaşmaya başladılar bile..
CHP kurultaya hazırlanıyor, herkes saçının ak mı karamı olduğunu önüne döküldüğünde 5.6 Eylül de görecek de..
-Hey gidi dünya alemi, ‘’Orta Doğu da ‘’İşıd soy kırımı yapıyor, helal olsun be sizlere .. Dünyanın tek pencereden izlenip gözlemlendiği şu çağda vicdanlarınız sizlerden o kadar uzaklarda mı ki ‘’Ezidi canlara olanları duyup dinlemiyorsunuz ya da aldırmıyorsunuz..
Saygılarımla..
İLKELLİK KÖYLERE REVA MIDIR//
Mustafa Kemal’in öncülüğünde kurulan Cumhuriyet kurumlarıyla 1946 da çok partili sisteme geçilse de, köylerde bir milim dahi ilerleme kaydedildi denemez..
Bazı il ve ilçelerin dışında, köy ve mezra insanları ‘’cumhuriyetin adını duysalar da, ‘’oda ne, diyecek kadar sisteme yabancı sayıldı ve bırakıldılar.. Alın terinin ne olduğunu bilmeyenler için üretip temin etmekle meşgul bu insanlar, ‘’devletine de cumhuruna da hep aldandı ve yaranamadılar..
Yol yok, suyu yok, sağlık hizmeti kesinlikle, elektrik olduğu yerde saat başı gidip gelir, etrafında akrep yılan dolaşan kerpiç evlerde yaşam mücadelesi vermekteler.. Buna da kader denecek midir..?
Yani, Cumhuriyetin ilanından önce nasılsa, değişmeyen ilkel yapılarda yaşama mahkum edildikleri gibi, seçimden seçime birer potansiyel hazır oy olarak düşünüldü ve kullanıldılar…
Cumhura başkan seçmek için kıran kırana başlatılan mücadele, üç aday ismi üzerinde yoğunlaşmış durumda.. Bu zatı Muhteremler içine düşülen ülke sorunlarına çözüm demekten fırsat bulup da köylerin durum ve hallerinden de, söz edebilecekler midir, bilemiyoruz..
Cumhur ‘’halk demek değil midir?, adından söz ettiğimiz ilkel yaşama zorlanan köy ve bağlı mezralar için, her seçimde de onlardan oy istemekten başka durum ve yaşamları hakkında, ‘’ne denilenler yapıldı ve nede köylerin yanından yöresinden geçildi diyebiliriz..
Oldukları yerlerde ilkel yaşama terk edilen milyonlar, bu seferinde seçilecek Devlet başkanınca eşit yurttaş gözüyle durumları gözden geçirilip, ‘’alt yapı üst yapılanma, yol, sokak, sağlık, su elektrik vs ler, çağın koşullarına uygun bir hale getirilecek midir..?
Gelip giden iktidar ve tepedekilere şimdiye dek bunlar sorulamadı, adından söz ettiğimiz köy halklarından toplanıp alınan vergiler neden geri kendilerine dönmedi ise..?
Cumhura Başkan atanacak birileri, şimdiye dek ciddiye alınmayan, ‘’köy ve halklarını ayırımcı devlet politikalarından kurtarıp durumlarına el atacaklar mı dersiniz..
Artık bu vatan için askerlik de yapıp kayıtlarda yurttaş olarak gösterilen köylü yurttaşlara ayrımcı haksız politikalara son verilmelidir diyoruz ve yurttaşlık ilkelerine yakışır bir duruma getirilmeleri için daha da fazla geç kalınmamalıdır diyoruz..
Sözün tekrarı, şimdiye dek uygulanan yanlış haksız politikaların önünün kesilmesi çağımızın da asıl gereğidir diye düşünülmelidir diyoruz..
Hele de ‘’Arguvan ve benzeri yerler için, ‘’inadına uygulanan ayrımcı politikalar iktidarların ‘’ayıbı ve kamburu sayılıp, hakkaniyet gerektiren yeni bir yapılanmaya dönülmelidir diye düşünüyoruz..
Saygılarımla..
YEZİTLEŞTİKÇE YEZİTLEŞTİLER //
Emevi Devletini kurarak Ehlibeyt katletmeye koyulan ‘’Muaviye oğlu Yezit ve taraftarları AKP İktidarı ile mantar gibi çoğalarak, aynada görünürcesine yüzlerini göstermeye başladılar...
Akp vekili ‘’Metin Metiner, ’’Kerbela da Yezit in yanında idik bugünde yine Yezit taraftarıyız, diyebilmişse bu şahıs Hz: Resule de düşman birisiyim demiş olmuyor mu.?
Hz: Muhammet Kabe dönüşü ‘’Kadrihun da 135 Bin rekabetçiyi durdurarak ‘’Hz: Ali yi yerine tayin etmişti ve ‘’ Kuranı Kerim ve Ailesi olan‘’Ehlibeytini de ümmetine emanet etiğini kimselerin inkar etme şansı olmasa gerek.. Hz. Resule sağlığında inanmış gibi görünüp vefatından sonra çark dönüşü yaparak vasiyet ve emanetlerini yok etmeye soyundular..
‘’Hz: ALİ yi Kadir hunda tebrik edip kutlayanlar da, sözlerini tutmayıp ‘’Ehlibeyt ve taraftarlarına yapılan katliam ve iftiralı saldırıları durdurup karşı çıkmak yerine ‘’Hz. Muhammed soyunu ve taraflarını yok etmek için, Muaviye yi Şam da Vali yapıp güçlendirdiler ..
Yakın günümüzde de aynı inkarcılar çoğalarak (K. Maraş, Malatya, Sivas, Çorum, Gazi ve Gezi de, Hz Muhammed ve emanetlerine asıl sadık dost olanların üzerine gitti katlettikler, onunla da kalmayıp ‘’Orta doğuya kadar da açılarak aynı katillere her türlü destek oldular..
-Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi Türk Dil Osmanlı Grameri 2, ders Kitabında Alevilere hakaret okutulmakta .. Şöyle ki;
(Allah Alevileri aşağılık ve adi etsin, denmekte..
Utanmadan bu hakaretlerin hele de Akp iktidarıyla artmasında ki asıl neden ‘’ Emevi yezitliğini resmileştirip hilafeti yeniden getirmek midir…?
Haz: Muhammed in ehlibeytine karşı düşmanca çıkışlarla, ona ümmet olduklarını iddia edenler, birde ahret diyorlar ya, orada nasıl karşılanırlar bilemiyoruz.. Ancak, ‘’Muaviye ve Yezit in tarafındanız diyebilip baş kesip insan katledenlerle tarihe yazıldı, kıyamete kadar da lanetlenecekler..
Hz, Muhammed in yaşamı hadisleri ve sonunda olanlar hakkında kısa bir değerlendirmeden sonra,
sözümü şu cümlelerle bağlamak istiyorum.. ‘’Bu ülkede sistem ilkel Emevi döküntüleri tarafından tam anlamıyla kirletildi demektir.. Lafta ‘’yaradılanı yaradandan ötürü severim diyenler, ülkede sevgi insan hak ve hukukunu da bitirdiler..
Yezitleştikçe yezitleştiler ve dini de siyasete malzeme ederek bir daha da ‘’insanlaşmıyorlar..
Öyleyse; Geçmişten yola koyularak geleceği selamete almak için, karar günleri geldi ve kapıda canlar, oturup ‘’işi aşı da, nasıl paylaşabiliriz düşüncesiyle, huzura yönelip sandığa öyle varılmalıdır..
Kurtuluşun tek yolu ‘’önce insan ve yaşamı denecek, karara şart ve esas diyoruz dostlar..
Saygılarımla..
487
Ziyaretçi defteri kaydı
<< Başlangıç < Önceki 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki > Son >>
Ali Rıza UĞURLU
22 Ağustos 2014 10:55 | İsa Köy Mahallesi
10 AĞUSTOS UN SİRKELEDİKLERİ//
12 Yıl AKP iktidarı sonunda kendi sisteminin tam da tepesine‘’Cumhur.Başkanı ol deyip S. Tayip Beyi alıp koydular…
Şimdiyse, 12 yıl boyu onca eleştiri ve suçlanmalara rağmen, ülkeyi tek başına yönlendirip yöneten ‘’S.Tayip ERDOĞAN oyların yüzde ‘’52 si ile devletin tam tepesinde artık..
Peki çatı aday göstererek karşı çıkış yapan ‘’CHP-MHP ve diğerleri yanlış mı yaptılar hayır, bence demokrasilerde muhalefet olmak varsa onun gereğini yaptılar…
Ya da kayıp mı ettiler, bence o da değil.. Sonuç itibariyle hukuken kayıp söz konusu ise, 12 yıllık iktidarın icraatlarını değerlendirmeden oylar pat diye sandığa indi ise, kayıp o yanlışa parmak basıp kol kucak açanların olsa gerek..
10 Ağustos a kadar S.Tayip Bey Hakkında söylenenleri ‘’hukuk adamları akıllarının ucundan bile geçirmeye sanki de gerek bile görmediler.. Hani anayasal bir hukuk ülkesiyiz ya.. S.Tayip Bey ‘’ben sandığa bakarım, sözlerinin anlamı biraz da olsa irdelenmesi gerekmez miydi?
Şimdiyse 10 Ağustos dan hemen sora ‘’Akp de dahil tüm partilerin çatılarının çatırdadığını patırdamaya başladığın duyuyoruz..
A. İhsanoğlu ya destek sözü veren 14 parti den çokları CHP yi topa tutmaya başladılar, bir yerlerden oy avlayacaklarını mı sanmakta bunlar, ya da S.Akmeleddin i seçimlerden önce S.Kılıçdaroğlu kadar kendileri de tanıyor olmalılardı..
Hasılıkelam; Ülke yönetmede olgunlaşmamış bir siyaset anlayışı 77 milyon Türkiyeli yurttaşın tepesinde bir yağmaz bulut gibi dönüp dolaşmaktadır.. Çağdaş İnsan hak ve hukukunun gereğini programlarına koyup muhaliflerine dayatmayan bir parti boşuna laf abartıp kıvırtmasalar daha iyi olur diye düşünüyorum..
Hele de CHP li olanlardan bazıları bu kuru kalabalığa önceden hazırlıklı olmalılar ki 11 Ağustos la ortalarda dönüp dolaşmaya başladılar bile..
CHP kurultaya hazırlanıyor, herkes saçının ak mı karamı olduğunu önüne döküldüğünde 5.6 Eylül de görecek de..
-Hey gidi dünya alemi, ‘’Orta Doğu da ‘’İşıd soy kırımı yapıyor, helal olsun be sizlere .. Dünyanın tek pencereden izlenip gözlemlendiği şu çağda vicdanlarınız sizlerden o kadar uzaklarda mı ki ‘’Ezidi canlara olanları duyup dinlemiyorsunuz ya da aldırmıyorsunuz..
Saygılarımla..
ali Rıza Uğurlu
04 Ağustos 2014 14:56 | İsaköy Mahallesi
ADI KENDİNDEN BÜYÜK BİR İLÇE//
1-2-3 Ağustos 2014 ‘’11.Uluslar arası Arguvan Türkü Festivali’’ yoğun bir ilgi ile ‘’her
festivalde olduğu gibi, ‘’olaysız problemsiz olarak izlendi ve uğurlandı..
Öncelikle İstanbul da kurulan Arguvan köy dernekleri, üst örgüt Vakıf ve Arguvan Belediyesi’nin ve köy derneklerinin ortaklaşa hazırladığı ‘’11, Uluslar Arası Arguvan Türkü Festivali, Adına ve amacına uygun olarak başladığı gibi, gelecek yıl buluşmak üzere denip ses ve alkışlarla yolcu edildi..
Program : (Açılışlar, Paneller, Tiyatro, Gezi ve akşam saat 19 00 dan itibaren alanlardan aralara taşan ‘’büyük bir insan kalabalığı ile, başta Türkü olmak üzere sunulan müzik’le geç saatlere kadar, bazen de ele tutuşup halaylarla doyasıya eğlenildi..
O güzelliklerin altında imzası olan, Başta: Sayın, ‘’Belediye Başkanı Mehmet KIZITAŞ ve Sayın Vakıf Başkanı Hasan AYDIN, olmak üzere hizmetten hizmete durmadan koşuşturan arkadaşları da birlikte yürekten kutluyorum.. Koştular sa başardılar da…
Benim memleketim, güzel Arguvan
Ben de buralıyım, diyen sevinsin
İster gurbet elde, yada sılada
Adını dillerden, duyan sevinsin
11, Arguvan U A. Türkü Festivalini o güzel insanlarla coşkuluyla yaşadıktan sora başta bir kıtasını bu araya koyduğum ‘’o şiiri yazıp son kitabıma da koyduğuma ve övgüyle de anlattığıma bir o kadar da sevindiğimi duyurmak isterim..
Evet, Arguvan ‘a ‘’Adından büyük bir ilçe dedimse, yazımı okuyan her yoldaş da bu
görüşüme katılacaktır diye düşünüyorum..
Nüfusu 10 bin bile olmayan ‘’kendine has kültürü ile 30 bin insanı iki gün içinde o güzelim coşkuya çekebiliyor ve adını ülke ve ülke dışına da taşımış ise ‘’kim daha büyük, onu da düşünüp anlayanlar desin..
Ancak, sanat ve kültürün ‘’dünya barışı için en açık kapı olduğu her aklıselim tarafından biliniyor olsa da ne yazık ki, o güzelim etkinliğe üç kilometrelik ara bozuk yolun düzeltilmesi ilgililer tarafından Sayın ‘’Başkanımızı duymazlıktan geldiler.. Program sonu ‘’Arguvan polisimizin koruması ve gözlemleri sayesinde o ara kazasız belasız hele de geçilmiş oldu..
Bu ‘’11. Uluslar arası Arguvan Türkü festivali her iki başkanın çabalarıyla zorluklar aşıldığını diye düşünebiliriz öyledir de, ancak yukarda da bahsettiğim gibi, ülkeyi yönetmek için göreve getirilen iktidarın binlerce vatandaşın kültür ve sanat adına düzenleyip yaşamak istediği bir programa katkı sunmaması da neye yorumlanacaksa anlamakta zorlanıyoruz..
Türkü adına bu üç güne emek veren herkese bir daha gönülden teşekkür ediyor ve 2015 in sabırsızlıkla beklendiğini de ilgililere önemle duyurmak isteriz..
Saygılarımla..
1-2-3 Ağustos 2014 ‘’11.Uluslar arası Arguvan Türkü Festivali’’ yoğun bir ilgi ile ‘’her
festivalde olduğu gibi, ‘’olaysız problemsiz olarak izlendi ve uğurlandı..
Öncelikle İstanbul da kurulan Arguvan köy dernekleri, üst örgüt Vakıf ve Arguvan Belediyesi’nin ve köy derneklerinin ortaklaşa hazırladığı ‘’11, Uluslar Arası Arguvan Türkü Festivali, Adına ve amacına uygun olarak başladığı gibi, gelecek yıl buluşmak üzere denip ses ve alkışlarla yolcu edildi..
Program : (Açılışlar, Paneller, Tiyatro, Gezi ve akşam saat 19 00 dan itibaren alanlardan aralara taşan ‘’büyük bir insan kalabalığı ile, başta Türkü olmak üzere sunulan müzik’le geç saatlere kadar, bazen de ele tutuşup halaylarla doyasıya eğlenildi..
O güzelliklerin altında imzası olan, Başta: Sayın, ‘’Belediye Başkanı Mehmet KIZITAŞ ve Sayın Vakıf Başkanı Hasan AYDIN, olmak üzere hizmetten hizmete durmadan koşuşturan arkadaşları da birlikte yürekten kutluyorum.. Koştular sa başardılar da…
Benim memleketim, güzel Arguvan
Ben de buralıyım, diyen sevinsin
İster gurbet elde, yada sılada
Adını dillerden, duyan sevinsin
11, Arguvan U A. Türkü Festivalini o güzel insanlarla coşkuluyla yaşadıktan sora başta bir kıtasını bu araya koyduğum ‘’o şiiri yazıp son kitabıma da koyduğuma ve övgüyle de anlattığıma bir o kadar da sevindiğimi duyurmak isterim..
Evet, Arguvan ‘a ‘’Adından büyük bir ilçe dedimse, yazımı okuyan her yoldaş da bu
görüşüme katılacaktır diye düşünüyorum..
Nüfusu 10 bin bile olmayan ‘’kendine has kültürü ile 30 bin insanı iki gün içinde o güzelim coşkuya çekebiliyor ve adını ülke ve ülke dışına da taşımış ise ‘’kim daha büyük, onu da düşünüp anlayanlar desin..
Ancak, sanat ve kültürün ‘’dünya barışı için en açık kapı olduğu her aklıselim tarafından biliniyor olsa da ne yazık ki, o güzelim etkinliğe üç kilometrelik ara bozuk yolun düzeltilmesi ilgililer tarafından Sayın ‘’Başkanımızı duymazlıktan geldiler.. Program sonu ‘’Arguvan polisimizin koruması ve gözlemleri sayesinde o ara kazasız belasız hele de geçilmiş oldu..
Bu ‘’11. Uluslar arası Arguvan Türkü festivali her iki başkanın çabalarıyla zorluklar aşıldığını diye düşünebiliriz öyledir de, ancak yukarda da bahsettiğim gibi, ülkeyi yönetmek için göreve getirilen iktidarın binlerce vatandaşın kültür ve sanat adına düzenleyip yaşamak istediği bir programa katkı sunmaması da neye yorumlanacaksa anlamakta zorlanıyoruz..
Türkü adına bu üç güne emek veren herkese bir daha gönülden teşekkür ediyor ve 2015 in sabırsızlıkla beklendiğini de ilgililere önemle duyurmak isteriz..
Saygılarımla..
Ali Rıza UĞURLU
14 Temmuz 2014 16:31 | Arguvan
İLKELLİK KÖYLERE REVA MIDIR//
Mustafa Kemal’in öncülüğünde kurulan Cumhuriyet kurumlarıyla 1946 da çok partili sisteme geçilse de, köylerde bir milim dahi ilerleme kaydedildi denemez..
Bazı il ve ilçelerin dışında, köy ve mezra insanları ‘’cumhuriyetin adını duysalar da, ‘’oda ne, diyecek kadar sisteme yabancı sayıldı ve bırakıldılar.. Alın terinin ne olduğunu bilmeyenler için üretip temin etmekle meşgul bu insanlar, ‘’devletine de cumhuruna da hep aldandı ve yaranamadılar..
Yol yok, suyu yok, sağlık hizmeti kesinlikle, elektrik olduğu yerde saat başı gidip gelir, etrafında akrep yılan dolaşan kerpiç evlerde yaşam mücadelesi vermekteler.. Buna da kader denecek midir..?
Yani, Cumhuriyetin ilanından önce nasılsa, değişmeyen ilkel yapılarda yaşama mahkum edildikleri gibi, seçimden seçime birer potansiyel hazır oy olarak düşünüldü ve kullanıldılar…
Cumhura başkan seçmek için kıran kırana başlatılan mücadele, üç aday ismi üzerinde yoğunlaşmış durumda.. Bu zatı Muhteremler içine düşülen ülke sorunlarına çözüm demekten fırsat bulup da köylerin durum ve hallerinden de, söz edebilecekler midir, bilemiyoruz..
Cumhur ‘’halk demek değil midir?, adından söz ettiğimiz ilkel yaşama zorlanan köy ve bağlı mezralar için, her seçimde de onlardan oy istemekten başka durum ve yaşamları hakkında, ‘’ne denilenler yapıldı ve nede köylerin yanından yöresinden geçildi diyebiliriz..
Oldukları yerlerde ilkel yaşama terk edilen milyonlar, bu seferinde seçilecek Devlet başkanınca eşit yurttaş gözüyle durumları gözden geçirilip, ‘’alt yapı üst yapılanma, yol, sokak, sağlık, su elektrik vs ler, çağın koşullarına uygun bir hale getirilecek midir..?
Gelip giden iktidar ve tepedekilere şimdiye dek bunlar sorulamadı, adından söz ettiğimiz köy halklarından toplanıp alınan vergiler neden geri kendilerine dönmedi ise..?
Cumhura Başkan atanacak birileri, şimdiye dek ciddiye alınmayan, ‘’köy ve halklarını ayırımcı devlet politikalarından kurtarıp durumlarına el atacaklar mı dersiniz..
Artık bu vatan için askerlik de yapıp kayıtlarda yurttaş olarak gösterilen köylü yurttaşlara ayrımcı haksız politikalara son verilmelidir diyoruz ve yurttaşlık ilkelerine yakışır bir duruma getirilmeleri için daha da fazla geç kalınmamalıdır diyoruz..
Sözün tekrarı, şimdiye dek uygulanan yanlış haksız politikaların önünün kesilmesi çağımızın da asıl gereğidir diye düşünülmelidir diyoruz..
Hele de ‘’Arguvan ve benzeri yerler için, ‘’inadına uygulanan ayrımcı politikalar iktidarların ‘’ayıbı ve kamburu sayılıp, hakkaniyet gerektiren yeni bir yapılanmaya dönülmelidir diye düşünüyoruz..
Saygılarımla..
Ali Rıza UĞURLU
11 Temmuz 2014 07:55 | İsa Mahallesi
ÖNCE DEVLET VE TEPESİNDEKİLER //
Ülke de umutların dağıtıldığı milyonların düşünüp karar vereceği bir sürece girildi demektir.. Kala kala şunun şurası bir aydan az bir süre kaldı.. Gün ve saatler sayılmaya başladı bile..,
Düşünüp karar dedim, acaba öyle mi olacak, ya da ‘’hatır, menfaat, ahbap çavuş ilişkileri mi, kararda daha etkin bir yer alıp ve sonuçta ‘’ben ve biz sandıktan çıktık mı dedirtecek ..
Meydanların dolup taşmaya başladığı görüldü artık. Ancak;
-İktidarın adayının karşısına biz de varız bu işe deyip (Sayın İhsanoğlu, S. Demitaş ) de meydanlardalar..
Halk olan herkes tarafından bir boşluğun doldurulması söz konusu.. ‘’ Mozaik çok dilli ve renkli Türkiye de yan yana yaşamış ve ötekileştirilmemiş yurttaşlar olarak çağdaş bir hukuk sisteminin güvencesinde yaşıyor olmak…
Türkiye nin de yıllardır üyesi bulunduğu BMM hukukunda bu esas olarak alınıyor ve her üç sayın adaylarca da biniyor olsa gerek..
Tayyip Bey den bu konuda emin gözükmeyen belli bir çoğunluğun olduğu kesin, Ancak Diğer her üç adaydan da ‘’ülke çağa açılmalıdır’’ gibi mesajları verilmektedir..
Peki, Neden S. Tayip Bey aynı vaadlerde bulunur olsa da, bazı kesimler farklı görüş beyan etmekteler, çünkü ‘’Tayyip Beyin 12 yıllık ülke politikası bilindiği üzere (Sözcü Gaztesinin 2 Temmuz 2014 sayısında baş sayfada uygulanan politikalar ve gelinen nokta da anlatıldı ..
İşin doğrusu, ‘’ Sayın CHP Genel Başkanı K. Kılşdaroğlu nun sık sık da altını çizerek dediği gibi ‘’Yurtta herkesi kucaklayacak çağdaş birisi tercih edilmelidir..’’
Çağımız bir zıtlaşma ve inatlaşma çağı kesinlikle değil.. ‘’Dil, din, gibi ve renk alz eden farklılıklar, sınıflı bir sistemde çıkar partilerinin çıkarına malzeme edilmemelidir.. Devlet ve onun tepesinde duran birileri için ‘’Yurt ta önce ‘’İnsan yaşamı ve koruyucu hukukunun takibi esas olmalıdır, diye düşünüyoruz..
Çok partili sistemler ‘’Yargı Yasama Yürütme ve onlara bağlı kurum ve kuruluşların insancıl açıdan kurallara bağlı olma esası demokrasilerde olmazsa olmazlardandır diye bilinmektedir..
‘’ Yani, Önce insan ve ona laik huzurlu bir dünya asıl devletler politikası olmalıdır, diye düşünmekteyiz..
Saygılarımla..
Ülke de umutların dağıtıldığı milyonların düşünüp karar vereceği bir sürece girildi demektir.. Kala kala şunun şurası bir aydan az bir süre kaldı.. Gün ve saatler sayılmaya başladı bile..,
Düşünüp karar dedim, acaba öyle mi olacak, ya da ‘’hatır, menfaat, ahbap çavuş ilişkileri mi, kararda daha etkin bir yer alıp ve sonuçta ‘’ben ve biz sandıktan çıktık mı dedirtecek ..
Meydanların dolup taşmaya başladığı görüldü artık. Ancak;
-İktidarın adayının karşısına biz de varız bu işe deyip (Sayın İhsanoğlu, S. Demitaş ) de meydanlardalar..
Halk olan herkes tarafından bir boşluğun doldurulması söz konusu.. ‘’ Mozaik çok dilli ve renkli Türkiye de yan yana yaşamış ve ötekileştirilmemiş yurttaşlar olarak çağdaş bir hukuk sisteminin güvencesinde yaşıyor olmak…
Türkiye nin de yıllardır üyesi bulunduğu BMM hukukunda bu esas olarak alınıyor ve her üç sayın adaylarca da biniyor olsa gerek..
Tayyip Bey den bu konuda emin gözükmeyen belli bir çoğunluğun olduğu kesin, Ancak Diğer her üç adaydan da ‘’ülke çağa açılmalıdır’’ gibi mesajları verilmektedir..
Peki, Neden S. Tayip Bey aynı vaadlerde bulunur olsa da, bazı kesimler farklı görüş beyan etmekteler, çünkü ‘’Tayyip Beyin 12 yıllık ülke politikası bilindiği üzere (Sözcü Gaztesinin 2 Temmuz 2014 sayısında baş sayfada uygulanan politikalar ve gelinen nokta da anlatıldı ..
İşin doğrusu, ‘’ Sayın CHP Genel Başkanı K. Kılşdaroğlu nun sık sık da altını çizerek dediği gibi ‘’Yurtta herkesi kucaklayacak çağdaş birisi tercih edilmelidir..’’
Çağımız bir zıtlaşma ve inatlaşma çağı kesinlikle değil.. ‘’Dil, din, gibi ve renk alz eden farklılıklar, sınıflı bir sistemde çıkar partilerinin çıkarına malzeme edilmemelidir.. Devlet ve onun tepesinde duran birileri için ‘’Yurt ta önce ‘’İnsan yaşamı ve koruyucu hukukunun takibi esas olmalıdır, diye düşünüyoruz..
Çok partili sistemler ‘’Yargı Yasama Yürütme ve onlara bağlı kurum ve kuruluşların insancıl açıdan kurallara bağlı olma esası demokrasilerde olmazsa olmazlardandır diye bilinmektedir..
‘’ Yani, Önce insan ve ona laik huzurlu bir dünya asıl devletler politikası olmalıdır, diye düşünmekteyiz..
Saygılarımla..
Ali Rıza UĞURLU
03 Temmuz 2014 09:04 | İsa Mahallesi
YEZİTLEŞTİKÇE YEZİTLEŞTİLER //
Emevi Devletini kurarak Ehlibeyt katletmeye koyulan ‘’Muaviye oğlu Yezit ve taraftarları AKP İktidarı ile mantar gibi çoğalarak, aynada görünürcesine yüzlerini göstermeye başladılar...
Akp vekili ‘’Metin Metiner, ’’Kerbela da Yezit in yanında idik bugünde yine Yezit taraftarıyız, diyebilmişse bu şahıs Hz: Resule de düşman birisiyim demiş olmuyor mu.?
Hz: Muhammet Kabe dönüşü ‘’Kadrihun da 135 Bin rekabetçiyi durdurarak ‘’Hz: Ali yi yerine tayin etmişti ve ‘’ Kuranı Kerim ve Ailesi olan‘’Ehlibeytini de ümmetine emanet etiğini kimselerin inkar etme şansı olmasa gerek.. Hz. Resule sağlığında inanmış gibi görünüp vefatından sonra çark dönüşü yaparak vasiyet ve emanetlerini yok etmeye soyundular..
‘’Hz: ALİ yi Kadir hunda tebrik edip kutlayanlar da, sözlerini tutmayıp ‘’Ehlibeyt ve taraftarlarına yapılan katliam ve iftiralı saldırıları durdurup karşı çıkmak yerine ‘’Hz. Muhammed soyunu ve taraflarını yok etmek için, Muaviye yi Şam da Vali yapıp güçlendirdiler ..
Yakın günümüzde de aynı inkarcılar çoğalarak (K. Maraş, Malatya, Sivas, Çorum, Gazi ve Gezi de, Hz Muhammed ve emanetlerine asıl sadık dost olanların üzerine gitti katlettikler, onunla da kalmayıp ‘’Orta doğuya kadar da açılarak aynı katillere her türlü destek oldular..
-Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi Türk Dil Osmanlı Grameri 2, ders Kitabında Alevilere hakaret okutulmakta .. Şöyle ki;
(Allah Alevileri aşağılık ve adi etsin, denmekte..
Utanmadan bu hakaretlerin hele de Akp iktidarıyla artmasında ki asıl neden ‘’ Emevi yezitliğini resmileştirip hilafeti yeniden getirmek midir…?
Haz: Muhammed in ehlibeytine karşı düşmanca çıkışlarla, ona ümmet olduklarını iddia edenler, birde ahret diyorlar ya, orada nasıl karşılanırlar bilemiyoruz.. Ancak, ‘’Muaviye ve Yezit in tarafındanız diyebilip baş kesip insan katledenlerle tarihe yazıldı, kıyamete kadar da lanetlenecekler..
Hz, Muhammed in yaşamı hadisleri ve sonunda olanlar hakkında kısa bir değerlendirmeden sonra,
sözümü şu cümlelerle bağlamak istiyorum.. ‘’Bu ülkede sistem ilkel Emevi döküntüleri tarafından tam anlamıyla kirletildi demektir.. Lafta ‘’yaradılanı yaradandan ötürü severim diyenler, ülkede sevgi insan hak ve hukukunu da bitirdiler..
Yezitleştikçe yezitleştiler ve dini de siyasete malzeme ederek bir daha da ‘’insanlaşmıyorlar..
Öyleyse; Geçmişten yola koyularak geleceği selamete almak için, karar günleri geldi ve kapıda canlar, oturup ‘’işi aşı da, nasıl paylaşabiliriz düşüncesiyle, huzura yönelip sandığa öyle varılmalıdır..
Kurtuluşun tek yolu ‘’önce insan ve yaşamı denecek, karara şart ve esas diyoruz dostlar..
Saygılarımla..
487
Ziyaretçi defteri kaydı