ZİYARETÇİ DEFTERİ
Ziyaretçi Defterine Yaz
BUL İNSAN OĞLU//
Gökte yıldız yerde, toprak tapulu
Sığmadık sıkıştık,dar insanoğlu
Feza´nın mavisi, gözüme ırak
Ortadan bulutu, yar insanoğlu
Gör işte gör bizi, gayet zordayız
Çaresiz çemberde, garip haldayız
Etiraf kan koktu, ateş kordayız
Güneş´i soğut da, gir insanoğlu
Merih´ler yücede, sahipsiz bere
Ne cami kilise, ne kâbe kıble
İçindeki dinle, öyle bir yere
Bulursun yolunu, sor insanoğlu
İlminle evren´e, dalıp çıkasın
Cennet yapıp, cehennem´i yıkasın
Yeniden bir devri, sayfa açasın
Kapağına insan, sar insan oğlu
Ali Rıza´lar bıktık, hırdan kavgadan
Nefesler tıkandı, kirden kokudan
Kurtulalım bu ne, gibi sorudan
Gel de şu aklını, yor insanoğlu
Saygılarımla..
OH OH ÖYLE İSE //
Efendim, bildik bileli yolsuzluk ve vurgunlara adı karışmış onca kişi ‘’dini ve ırkı’’ politik çıkar için sıkıştıklarında kullandılar ve kullanmaktalar da . .
O tipler ‘’din ve ahret’’ dediklerinde hakikaten, içten inanarak mı diyorlar? ‘’Yaratılanı Yaradan’dan ötürü’’ anlayan asıl inananların bunları anlıyor olmaları gerekir..
’Savaşa cihat, vatan millet deyip, soyup savuranların ‘’Ahret gibi,bir kaygılarının olduğuna inanmak da zor..
Umarım, Ahret sorgu sual, kitaplı kitapsız bu anlatılanlar‘’şekillenme hariç’’ hepten doğrudur, yani öbür dünya var, ‘’edene ettiğinin cezası çektiriliyormuş.. Oh be, şimdi daha rahatladım işte..
Çünkü bu dünya da onca ‘’kul hakkı gasp edip yiyenler, söz sahibi oldukları bu ‘’yeni dünya düzeninde’’ kendilerini koruyabiliyorlar ve sorgulanıp cezalarını çekmeden ‘’iki imam duası ile toprağa atılıp paçayı sıyırıyorlar..
Nasıl olsa, orada ‘’hak koruyucu birilerini görevinden alıp uzaklaştıracak bir siyasi iktidar dan da söz edilmemekte..
Yani, orada adam madam kayırma, zengin fakir gibi sınıflı bir düzenden de söz
edilmiyormuş.. ‘’OOOOH Oh da oh öyleyse..
Hele şükür, öldüğümüzde hazır ve huzurlu hak alınan bir ahret düzeniyle karşılaşacağımız denmekte..
Öyleyse bir daha oh.. Çünkü ne de olsa hakları gasp edilenler orada rahatlatılacak deniyor..
Yani, eşitlikçi ‘’Ahret’’ denilen o dünyayla buluşulduğunda, nasıl bir sorgulama var orası anlaşıldı.. Sömürülüp emeği zayi olan ve aç bırakılan emekçiler ve yaşamı için emeğini pazarlama şansı bile tanınmayan ‘’Allah kulları, ’’haklarını haksızdan alacaklarmış..
Bu anlatılanlara razıyız, fakat ‘’doğup halı hazırda üzerinde yaşamak zorunda olduğumuz bu dünyada da, en insancıl haklarla yaşamak da insana hak değil midir.?
Bundan rahatsız olup kabullenmeyenler, kavgayı kendiler başlatıyor demektir ve karşı çıkmak da ‘’eza ve ceza ile perişan edilen ve sömürülen tarafın da, öncelikle ‘’asıl görevi olmalıdır diyoruz..
Bu dünyanın işi burada bitirilmelidir, burada da ohh etmeliyiz, arkadaş..
Saygılarımla..
487
Ziyaretçi defteri kaydı
<< Başlangıç < Önceki 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki > Son >>
AliRıza UĞURLU
28 Şubat 2014 07:37 | Malatya
BUL İNSAN OĞLU//
Gökte yıldız yerde, toprak tapulu
Sığmadık sıkıştık,dar insanoğlu
Feza´nın mavisi, gözüme ırak
Ortadan bulutu, yar insanoğlu
Gör işte gör bizi, gayet zordayız
Çaresiz çemberde, garip haldayız
Etiraf kan koktu, ateş kordayız
Güneş´i soğut da, gir insanoğlu
Merih´ler yücede, sahipsiz bere
Ne cami kilise, ne kâbe kıble
İçindeki dinle, öyle bir yere
Bulursun yolunu, sor insanoğlu
İlminle evren´e, dalıp çıkasın
Cennet yapıp, cehennem´i yıkasın
Yeniden bir devri, sayfa açasın
Kapağına insan, sar insan oğlu
Ali Rıza´lar bıktık, hırdan kavgadan
Nefesler tıkandı, kirden kokudan
Kurtulalım bu ne, gibi sorudan
Gel de şu aklını, yor insanoğlu
Saygılarımla..
AliRıza UĞURLU
13 Şubat 2014 16:41 | Malatya
Hz. HIZIR Haftası Ve Anlamı //
Hızır Aleisselam Abu hayat (Ölümsüzlük Suyu ) içerek ölümsüzlüğe ermiş diye inanılır…
Kendisine Tanrı tarafından batın bilgisi (Ledün İlmi - Hakikat ilmi - Gerçek ilmi) verilmiş diye anlatılır. Dar zamanlarda imdada yetiştiğine inanılır ve bir peygamber ermiş kişi olarak anlatılır...
Ölümsüzlüğü ile ilgili bilgi bulunmamakla, halk inanışlarına göre, Hızır İSRAFİL ‘’ölüm meleği’’ ile görüştükten sonra yer yüzünde Allah’ın dinini koruyup kollamak için ölümsüzlüğe ulaşır diye anlatılır...
-Yahudi Süryani kaynaklara göre;
Peygamberliğinden bahsedilen (İskender Zülkarney) insana ebedi hayat veren bir çeşme olduğunu alimlerinden öğrenir ve inanır… Bunu aramak için askerleriyle yola çıkar, yolda başına gelen doğal olaylar nedeniyle askerlerini kaybeder, yanında yalnız aşçısı olduğu söylenen ‘’HIZIR kalır. Karınlarını doyurup biraz istirahat etmek için bir çeşme kenarında konaklarlar, aşçısı beraberinde getirdikleri yiyecekleri hazırlamak için çeşmenin başına gider, orada olan tuzlu balığı yıkamak için suya uzattığında balık suya değer değmez canlanır ve suya atlar, atlar atlamaz da kaybolur. Aşçı bu suyun aranan su olduğunu inanır ve bir miktar da içer ve gelip
Zülkarney’ e anlatır. Zülkarney de aynı çeşmeden içmek ister ve kalktığında çeşmeyi yerinde göremez…
-İslami kaynaklarda ki Mevcut metinler Şöyle söyler;
Zulkarney halasının oğlu olan Hızır la, ebedi hayat veren, insan üstü güç kazandıran bu çeşmeyi birlikte aramaya çıkar. Zülkarney halasının oğlu Hızır la askerlerinin refakatinde yolculuğa başlar, yolda bir fırtına yüzünden Zülkarney ve Hızır askerlerden ayrı düşerler. Bir hayli meşakkattan sonra buldukları hayat çeşmesinin yeri olan karanlıklar diyarına gelirler, çeşmenin yerini aramak için, Zülkarney bir tarafa Hızır bir tarafa ayrılırlar ve uzun maceralardan sonra günlerce yol alırlar. Bir gün Hızır ilahi bir ses duyar ve bir nur görür ve bu sesin kendini çektiği yere varınca hayat çeşmesini görür, suyundan içer ve yıkanır da. Hem ebedi hayata kavuşur hem de insan üstü güç ve kabiliyetler kazanır…
Zülkarney’i arar bulur durumu ona anlatır dönüp çeşmeyi ararlar, fakat bir türlü çeşmeyi yerinde bulamazlar.
Zülkarney makamına döndükten bir müddet sonra ölür..
Zülkarney 124 nebiden birisi olarak Kuran da adı geçer. Yani Peygamber olarak bilinir…
Zülkarney kaynaklarda görüldüğü gibi, -NUH Aleisselamın torunu YUHA’ nın soyundan geldiği söylenir…
Bir çok kaynaklarda ve KURAN da dinsel ve din dışı pek çok yapıtlarda, Hızır dan İlyas dan İskender
Zulkarney den ve ilişkilerinden de söz edilir…
Hızır Aleisselam, Zulkarney’ den sonra;
-İbrahim Halilüllah
-H.Musa
-H.İsa
-Hatta Haz Muhammet le de buluştuğu görüştüğü bazı kaynaklarda da anlatılır.
Haz Muhammed bir hadisin de, oturduğu yer otsuz bir yer, o kalkıp gittikten sonra yerleri yemyeşil otlarla dalgalanır der…
Büyük tasavvuf adamı ‘Muhiddin Arabi’ (El fütühat ül mekkiye) adlı yapıtında Hızır la ilgili rumuzlara oldukça yer verir…
Muhuddin Arabi 11, yy sonlarında yaşamıştır…
Hacı Bektaş Veli, adına yazılan velayetname nin 75, sayfasında Hızır’ın kendini ziyaret ettiği yazılı ve müsaip ‘’yol kardeş’’ olduklarından da bahsedilir…
Evliya Çelebi; Seyahatname sinde Hızır’ın Anadolu da çeşitli yerlerde mucizeler göstermiş olduğu anlatılır..
Evliya Çelebi 16 yy da yaşamış...
KURAN da (KEHF) suresinin 60-80 ayete kadar Musa Peygamber’i sınava çeken genç görünümlü birisinin HIZIR Aleyisselam olduğu söylenir. Bu sınavın yapıldığı yer ise (Cebelitarık Boğazı) denilmekte…
Halk arasında anlatıldığı gibi, (HIZIR ) Su da -Kara da- Hava da) Allah’ın halifesi vekilidir. Darda sıkıntılarda kalanlara çağrıldığında yardıma gelir diye anlatılır…
Yine rivayete göre,
-İbrahim Ethem
-Maruf Kerhi
-Bisri Hafi bunların yazılanlara göre Hızır la karşılaştığı denilmekte..
Ayağında kırmızı pabuçlar,
Üzerinde çiçeklerden örülmüş cüppesi
Ak sakallı nur yüzlü bir yaşlı olarak görünmelerinin yanında başka donlarda da göründüğü anlatılır…
Eski takvime göre ‘30 Ocak 2. Şubat ML (13-14-15) Şubat’ günlerinde oruç tutarlar ve sonunda ‘Hızır hediği, Kömbesi’ pişirip konu komşuya dağıtırlar ve kurban kesip cem de yapanlar olur...
Yetişkin gençler arasında oruç günlerinde su içmeden yatıp rüyada su verecek birisi niyet edilir…
Anadolu Alevilerine göre ayrıca 5-6 Mayıs da her yıl iki günü birbirine bağlayan, kardeşi veya arkadaşı (İLYAS’ la- HIZIR) yeryüzünde buluşup tabiat’a canlılık verirler diye inanılır…
Edirne Bektaşileri, batı ve güney Anadolu tahtacıları-Çepniler - Orta Anadolu Kızılbaş Alevileri, aşağı yukarı aynı anlamda kutlarlar, Lokmalar edilir, oruçlar tutulur ve cemler düzenlerler.
Bu günün adına da, ‘Sohbet ve şenlik bayramı der kutlarlar…
Hızır Haftası Bayramınız kutlu ve gelecek güzel günlerin habercisi olsun dileğimle.
Saygılar…
Hızır Aleisselam Abu hayat (Ölümsüzlük Suyu ) içerek ölümsüzlüğe ermiş diye inanılır…
Kendisine Tanrı tarafından batın bilgisi (Ledün İlmi - Hakikat ilmi - Gerçek ilmi) verilmiş diye anlatılır. Dar zamanlarda imdada yetiştiğine inanılır ve bir peygamber ermiş kişi olarak anlatılır...
Ölümsüzlüğü ile ilgili bilgi bulunmamakla, halk inanışlarına göre, Hızır İSRAFİL ‘’ölüm meleği’’ ile görüştükten sonra yer yüzünde Allah’ın dinini koruyup kollamak için ölümsüzlüğe ulaşır diye anlatılır...
-Yahudi Süryani kaynaklara göre;
Peygamberliğinden bahsedilen (İskender Zülkarney) insana ebedi hayat veren bir çeşme olduğunu alimlerinden öğrenir ve inanır… Bunu aramak için askerleriyle yola çıkar, yolda başına gelen doğal olaylar nedeniyle askerlerini kaybeder, yanında yalnız aşçısı olduğu söylenen ‘’HIZIR kalır. Karınlarını doyurup biraz istirahat etmek için bir çeşme kenarında konaklarlar, aşçısı beraberinde getirdikleri yiyecekleri hazırlamak için çeşmenin başına gider, orada olan tuzlu balığı yıkamak için suya uzattığında balık suya değer değmez canlanır ve suya atlar, atlar atlamaz da kaybolur. Aşçı bu suyun aranan su olduğunu inanır ve bir miktar da içer ve gelip
Zülkarney’ e anlatır. Zülkarney de aynı çeşmeden içmek ister ve kalktığında çeşmeyi yerinde göremez…
-İslami kaynaklarda ki Mevcut metinler Şöyle söyler;
Zulkarney halasının oğlu olan Hızır la, ebedi hayat veren, insan üstü güç kazandıran bu çeşmeyi birlikte aramaya çıkar. Zülkarney halasının oğlu Hızır la askerlerinin refakatinde yolculuğa başlar, yolda bir fırtına yüzünden Zülkarney ve Hızır askerlerden ayrı düşerler. Bir hayli meşakkattan sonra buldukları hayat çeşmesinin yeri olan karanlıklar diyarına gelirler, çeşmenin yerini aramak için, Zülkarney bir tarafa Hızır bir tarafa ayrılırlar ve uzun maceralardan sonra günlerce yol alırlar. Bir gün Hızır ilahi bir ses duyar ve bir nur görür ve bu sesin kendini çektiği yere varınca hayat çeşmesini görür, suyundan içer ve yıkanır da. Hem ebedi hayata kavuşur hem de insan üstü güç ve kabiliyetler kazanır…
Zülkarney’i arar bulur durumu ona anlatır dönüp çeşmeyi ararlar, fakat bir türlü çeşmeyi yerinde bulamazlar.
Zülkarney makamına döndükten bir müddet sonra ölür..
Zülkarney 124 nebiden birisi olarak Kuran da adı geçer. Yani Peygamber olarak bilinir…
Zülkarney kaynaklarda görüldüğü gibi, -NUH Aleisselamın torunu YUHA’ nın soyundan geldiği söylenir…
Bir çok kaynaklarda ve KURAN da dinsel ve din dışı pek çok yapıtlarda, Hızır dan İlyas dan İskender
Zulkarney den ve ilişkilerinden de söz edilir…
Hızır Aleisselam, Zulkarney’ den sonra;
-İbrahim Halilüllah
-H.Musa
-H.İsa
-Hatta Haz Muhammet le de buluştuğu görüştüğü bazı kaynaklarda da anlatılır.
Haz Muhammed bir hadisin de, oturduğu yer otsuz bir yer, o kalkıp gittikten sonra yerleri yemyeşil otlarla dalgalanır der…
Büyük tasavvuf adamı ‘Muhiddin Arabi’ (El fütühat ül mekkiye) adlı yapıtında Hızır la ilgili rumuzlara oldukça yer verir…
Muhuddin Arabi 11, yy sonlarında yaşamıştır…
Hacı Bektaş Veli, adına yazılan velayetname nin 75, sayfasında Hızır’ın kendini ziyaret ettiği yazılı ve müsaip ‘’yol kardeş’’ olduklarından da bahsedilir…
Evliya Çelebi; Seyahatname sinde Hızır’ın Anadolu da çeşitli yerlerde mucizeler göstermiş olduğu anlatılır..
Evliya Çelebi 16 yy da yaşamış...
KURAN da (KEHF) suresinin 60-80 ayete kadar Musa Peygamber’i sınava çeken genç görünümlü birisinin HIZIR Aleyisselam olduğu söylenir. Bu sınavın yapıldığı yer ise (Cebelitarık Boğazı) denilmekte…
Halk arasında anlatıldığı gibi, (HIZIR ) Su da -Kara da- Hava da) Allah’ın halifesi vekilidir. Darda sıkıntılarda kalanlara çağrıldığında yardıma gelir diye anlatılır…
Yine rivayete göre,
-İbrahim Ethem
-Maruf Kerhi
-Bisri Hafi bunların yazılanlara göre Hızır la karşılaştığı denilmekte..
Ayağında kırmızı pabuçlar,
Üzerinde çiçeklerden örülmüş cüppesi
Ak sakallı nur yüzlü bir yaşlı olarak görünmelerinin yanında başka donlarda da göründüğü anlatılır…
Eski takvime göre ‘30 Ocak 2. Şubat ML (13-14-15) Şubat’ günlerinde oruç tutarlar ve sonunda ‘Hızır hediği, Kömbesi’ pişirip konu komşuya dağıtırlar ve kurban kesip cem de yapanlar olur...
Yetişkin gençler arasında oruç günlerinde su içmeden yatıp rüyada su verecek birisi niyet edilir…
Anadolu Alevilerine göre ayrıca 5-6 Mayıs da her yıl iki günü birbirine bağlayan, kardeşi veya arkadaşı (İLYAS’ la- HIZIR) yeryüzünde buluşup tabiat’a canlılık verirler diye inanılır…
Edirne Bektaşileri, batı ve güney Anadolu tahtacıları-Çepniler - Orta Anadolu Kızılbaş Alevileri, aşağı yukarı aynı anlamda kutlarlar, Lokmalar edilir, oruçlar tutulur ve cemler düzenlerler.
Bu günün adına da, ‘Sohbet ve şenlik bayramı der kutlarlar…
Hızır Haftası Bayramınız kutlu ve gelecek güzel günlerin habercisi olsun dileğimle.
Saygılar…
AliRıza UĞURLU
12 Şubat 2014 18:27 | Malatya
DEMOKRASİ UTANMAZSIN //
Demokrasi, bu ne halin
Nazlarında, utanmazsın
Zorbalara, maşa oldun
Yozlarından, utanmazsın
Vuran vurdu, soyan soydu
Başa gelen, mülke kondu
Fazla parmak, kanun oldu
Dozlarından, utanmazsın
Araç yada, amaç mıydın
Zevke göre, sayaç mıydın
Çorak kepir, kıraç mıydın
Tozlarından, utanmazsın
Senin adın, demokrasi
Kimlerin, nesisin nesi
Kime adının, gölgesi
Zorlarından, utanmazsın
Sınıf dendi, ara açtın
Güçlü gördün, ona kaçtın
Serbest dedik, fesat saçtın
Hallarından, utanmazsın
Biri yerken, çoğu baktı
Çalanın, çakalın arttı
Nice nice, yuva yıktı
Dullarından, utanmazsın
Sana kılıf, giydirdiler
Yanar döner, gösterdiler
Parmak dikti, hak yediler
Tarzlarından, utanmazsın
Bilseydik ki, iyisi var
Sende vermez, idik karar
Fakir soydu, kudurdular
Yozlarından, utanmazsın
Ali Rıza’m, di gör beni
Hak hukuk var, dedik hani
Kuşa çevirdiler, seni
Hallarından, utanmazsın
Saygılarımla..
Demokrasi, bu ne halin
Nazlarında, utanmazsın
Zorbalara, maşa oldun
Yozlarından, utanmazsın
Vuran vurdu, soyan soydu
Başa gelen, mülke kondu
Fazla parmak, kanun oldu
Dozlarından, utanmazsın
Araç yada, amaç mıydın
Zevke göre, sayaç mıydın
Çorak kepir, kıraç mıydın
Tozlarından, utanmazsın
Senin adın, demokrasi
Kimlerin, nesisin nesi
Kime adının, gölgesi
Zorlarından, utanmazsın
Sınıf dendi, ara açtın
Güçlü gördün, ona kaçtın
Serbest dedik, fesat saçtın
Hallarından, utanmazsın
Biri yerken, çoğu baktı
Çalanın, çakalın arttı
Nice nice, yuva yıktı
Dullarından, utanmazsın
Sana kılıf, giydirdiler
Yanar döner, gösterdiler
Parmak dikti, hak yediler
Tarzlarından, utanmazsın
Bilseydik ki, iyisi var
Sende vermez, idik karar
Fakir soydu, kudurdular
Yozlarından, utanmazsın
Ali Rıza’m, di gör beni
Hak hukuk var, dedik hani
Kuşa çevirdiler, seni
Hallarından, utanmazsın
Saygılarımla..
AliRıza UĞURLU
11 Şubat 2014 17:46 | Malatya
HADİ ŞİMDİ KİMLER AĞLASIN //
Sistem ekonomik kıskaca almış olacak ki, bazıları öncelikli olarak ‘’akp üst düzey yöneticilerinin adlarının karıştığı, her türlü ’yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlükleri, ‘’duymazlıktan gelen’’ dillerini de yutmuş ‘’seyrek sekil’’ birleri var ortalarda..
Sisteminin Altı üstüne çevrilmiş, ‘’ Monarşist bir şef rejimine ‘’her nedense’’ ne yazık ki, sıcak görünmeye çalışanları görüyoruz..
Suriye de ‘’Bir Buçuk Milyon insanın kanının akmasına sebep olan, çağ dışı bir örgüte insanı yardım adı altında, dünya milletlerinin de gözlerinin içine baka baka, insan katledilmesi için akp nin silah yardımı yaptığı, muhalif partilerin dilinden düşmediği izlenmektedir..
Ülkeyi 15% lik bir alevi mi yönetsin?, diyen T.C. Başbakanı ve Dış İşler Bakanı değiller miydi..?
ABD nin 20 yıllık emperyalist orta doğu projesine ayak olmak için, bu tip çabalara soyunan AKP,
şimdiye dek ülkemizde işlenen ‘’Sivas K .Maraş, Tokat, Çorum, Malatya, Gazi ve Gezi
katillerinin tarafı olarak görünmedi mi..? Hadi şimdi, hayır öyle değil desinler…
30 Mart 2014 de mahalli seçimler var..
AKP ye ‘’ARGUVAN dan da destek diller de ..
Ülke de illaham da, huzur istikrar diyen ve o yolda onca canını ortaya atanlardan, şimdi bizler
ağlamayalım da, Arguvan’ımızın ‘’müdürü muhtarı, Mahap lar mı, ağlasın..?
Yüreği insanca çarpan Arguvan’ ımızın güzel insanları..
Saygılarımla..
Sistem ekonomik kıskaca almış olacak ki, bazıları öncelikli olarak ‘’akp üst düzey yöneticilerinin adlarının karıştığı, her türlü ’yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlükleri, ‘’duymazlıktan gelen’’ dillerini de yutmuş ‘’seyrek sekil’’ birleri var ortalarda..
Sisteminin Altı üstüne çevrilmiş, ‘’ Monarşist bir şef rejimine ‘’her nedense’’ ne yazık ki, sıcak görünmeye çalışanları görüyoruz..
Suriye de ‘’Bir Buçuk Milyon insanın kanının akmasına sebep olan, çağ dışı bir örgüte insanı yardım adı altında, dünya milletlerinin de gözlerinin içine baka baka, insan katledilmesi için akp nin silah yardımı yaptığı, muhalif partilerin dilinden düşmediği izlenmektedir..
Ülkeyi 15% lik bir alevi mi yönetsin?, diyen T.C. Başbakanı ve Dış İşler Bakanı değiller miydi..?
ABD nin 20 yıllık emperyalist orta doğu projesine ayak olmak için, bu tip çabalara soyunan AKP,
şimdiye dek ülkemizde işlenen ‘’Sivas K .Maraş, Tokat, Çorum, Malatya, Gazi ve Gezi
katillerinin tarafı olarak görünmedi mi..? Hadi şimdi, hayır öyle değil desinler…
30 Mart 2014 de mahalli seçimler var..
AKP ye ‘’ARGUVAN dan da destek diller de ..
Ülke de illaham da, huzur istikrar diyen ve o yolda onca canını ortaya atanlardan, şimdi bizler
ağlamayalım da, Arguvan’ımızın ‘’müdürü muhtarı, Mahap lar mı, ağlasın..?
Yüreği insanca çarpan Arguvan’ ımızın güzel insanları..
Saygılarımla..
Ali Rıza UĞURLU
08 Şubat 2014 14:43 |
OH OH ÖYLE İSE //
Efendim, bildik bileli yolsuzluk ve vurgunlara adı karışmış onca kişi ‘’dini ve ırkı’’ politik çıkar için sıkıştıklarında kullandılar ve kullanmaktalar da . .
O tipler ‘’din ve ahret’’ dediklerinde hakikaten, içten inanarak mı diyorlar? ‘’Yaratılanı Yaradan’dan ötürü’’ anlayan asıl inananların bunları anlıyor olmaları gerekir..
’Savaşa cihat, vatan millet deyip, soyup savuranların ‘’Ahret gibi,bir kaygılarının olduğuna inanmak da zor..
Umarım, Ahret sorgu sual, kitaplı kitapsız bu anlatılanlar‘’şekillenme hariç’’ hepten doğrudur, yani öbür dünya var, ‘’edene ettiğinin cezası çektiriliyormuş.. Oh be, şimdi daha rahatladım işte..
Çünkü bu dünya da onca ‘’kul hakkı gasp edip yiyenler, söz sahibi oldukları bu ‘’yeni dünya düzeninde’’ kendilerini koruyabiliyorlar ve sorgulanıp cezalarını çekmeden ‘’iki imam duası ile toprağa atılıp paçayı sıyırıyorlar..
Nasıl olsa, orada ‘’hak koruyucu birilerini görevinden alıp uzaklaştıracak bir siyasi iktidar dan da söz edilmemekte..
Yani, orada adam madam kayırma, zengin fakir gibi sınıflı bir düzenden de söz
edilmiyormuş.. ‘’OOOOH Oh da oh öyleyse..
Hele şükür, öldüğümüzde hazır ve huzurlu hak alınan bir ahret düzeniyle karşılaşacağımız denmekte..
Öyleyse bir daha oh.. Çünkü ne de olsa hakları gasp edilenler orada rahatlatılacak deniyor..
Yani, eşitlikçi ‘’Ahret’’ denilen o dünyayla buluşulduğunda, nasıl bir sorgulama var orası anlaşıldı.. Sömürülüp emeği zayi olan ve aç bırakılan emekçiler ve yaşamı için emeğini pazarlama şansı bile tanınmayan ‘’Allah kulları, ’’haklarını haksızdan alacaklarmış..
Bu anlatılanlara razıyız, fakat ‘’doğup halı hazırda üzerinde yaşamak zorunda olduğumuz bu dünyada da, en insancıl haklarla yaşamak da insana hak değil midir.?
Bundan rahatsız olup kabullenmeyenler, kavgayı kendiler başlatıyor demektir ve karşı çıkmak da ‘’eza ve ceza ile perişan edilen ve sömürülen tarafın da, öncelikle ‘’asıl görevi olmalıdır diyoruz..
Bu dünyanın işi burada bitirilmelidir, burada da ohh etmeliyiz, arkadaş..
Saygılarımla..
487
Ziyaretçi defteri kaydı