ZİYARETÇİ DEFTERİ
Ziyaretçi Defterine Yaz
487
Ziyaretçi defteri kaydı
<< Başlangıç < Önceki 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki > Son >>
Ali Rıza UĞURLU
01 Şubat 2014 11:23 | Malatya
YOBAZ İZİN BELLİDİR //
Cemevinde, cumbuş dedin be yobaz
Gizleme özünü, yüzün bellidir
Nereden başladın, nere gidersin
Gece gezdin, gündüz izin bellidir
Biz beli demişiz, ikrarımız var
Şahı Merdan gibi, üstadımız var
Ona pir demişiz, Hünkar´ımız var
Hızın kesildiya, tozun bellidir
Yolumuz ayrıdır, kara cahilden
Öğüdümüz aldık, mürşit kamilden
Ne beklenir, senin gibi gafilden
Çoban oldun amma, yozun bellidir
Muhammed seslerken, Ali öndeydi
Biz Kerbela da iken, aslın nerdeydi
Madımak da yandık, kusur kimdeydi
Dilin hep dolaştı, sözün bellidir
Yaradan yaratmış, kula çatmadık
İnançlar ayırıp, dergah yıkmadık
Madımak ta aydın, insan yakmadık
Astarın kan kokar, bezin bellidir
Hizbullah´ı dine, kefil eyledin
Yıktın yuvaları, sefil eyledin
Mervan´ı meclis te, vekil eyledin
Yönünü yan tutma, hızın bellidir
Hem yezitsin hemde, günün hırsızı
Çağdan tekme yemiş, almaz arsızı
Sevap hayır bilmez, yalan ustası
Tepenin üstünde, gözün bellidir
Peygamberin, vasiatın bozmadık
Arap gezip gelip, İslam olmadık
Cemde saz dinledik, çok öğüt aldık
Kime kinin kime, nazın bellidir
Ali Rıza’m, dini dürüst te arar
Yarasını tabip, eliyle sarar
Ne mollaya ne de, hocaya sorar
Okulun diploman, tezin bellidir
Saygılarımla.
Cemevinde, cumbuş dedin be yobaz
Gizleme özünü, yüzün bellidir
Nereden başladın, nere gidersin
Gece gezdin, gündüz izin bellidir
Biz beli demişiz, ikrarımız var
Şahı Merdan gibi, üstadımız var
Ona pir demişiz, Hünkar´ımız var
Hızın kesildiya, tozun bellidir
Yolumuz ayrıdır, kara cahilden
Öğüdümüz aldık, mürşit kamilden
Ne beklenir, senin gibi gafilden
Çoban oldun amma, yozun bellidir
Muhammed seslerken, Ali öndeydi
Biz Kerbela da iken, aslın nerdeydi
Madımak da yandık, kusur kimdeydi
Dilin hep dolaştı, sözün bellidir
Yaradan yaratmış, kula çatmadık
İnançlar ayırıp, dergah yıkmadık
Madımak ta aydın, insan yakmadık
Astarın kan kokar, bezin bellidir
Hizbullah´ı dine, kefil eyledin
Yıktın yuvaları, sefil eyledin
Mervan´ı meclis te, vekil eyledin
Yönünü yan tutma, hızın bellidir
Hem yezitsin hemde, günün hırsızı
Çağdan tekme yemiş, almaz arsızı
Sevap hayır bilmez, yalan ustası
Tepenin üstünde, gözün bellidir
Peygamberin, vasiatın bozmadık
Arap gezip gelip, İslam olmadık
Cemde saz dinledik, çok öğüt aldık
Kime kinin kime, nazın bellidir
Ali Rıza’m, dini dürüst te arar
Yarasını tabip, eliyle sarar
Ne mollaya ne de, hocaya sorar
Okulun diploman, tezin bellidir
Saygılarımla.
Ali Rıza UĞURLU
28 Ocak 2014 17:44 | Malatya
BURNU KANAYAN KANAYANA //
Bizim merhum rahmetli Abbas isminde bir emmimiz vardı. Arguvan Morhamam köyünde de ikamet ederdi.. Ellikle orakla ekin biçme dönemi, rahmetli ekin biçerken güneş batmaya az bir zaman kala ‘’yoruluyor olmalı ki, sık sık da güneşe döner zamanı saat yok, yerine karışıyla ölçer yanındakilere ‘’akşama şu kadar karış var, adam dermiş..
Şimdiyse ‘’17 Aralık 2013’’de evde yakalanan ‘’dolar basılı ayakkabı kutuları ve para sayma kasaları, iktidar yanlı ve yakınlarının yargıya taşınan yolsuzluk iddiaları, siyasilere ateşli bir seçim havası estirmiş olmalı..
O nedenle Apbo emmi gibi, siyasiler zamanı ‘’karış’la’’ ölçmeye başlamış olmalılar ki, şimdiden ülke geneline dalıp ve dağılıp taraftarlarıyla meydanlardalar..
Türkiye ve dünya nın bir çok ülkesinde Türkiye de ‘’çağdaşlaşmanın önünün kesildiği, ekonomide ve işletilmeyen hukuk sistemi, yargı da ve emniyette, hızlı bir şekilde atamalar ve açığa almalar, büyük kaygılarla takip ediliyor olmalı ki, bunlar gündemin tam da tepesine kilitlenmiş gibi..
Bazı yerli ve yabancı medyaya da bakıldığında, ‘’suçlular ve suçlamaya çalışılan siyasetçiler, daha da sertleşerek, aynı gündeme yoğunlaşıp meydanlara dalıp dolup taşacaklar tabi ki.. 30 Mart da ( hazıra mı, huzura mı)
Eh, yaklaşan ‘’yerel genel seçimler ve arkasından Cumhur Başkanı seçimi.. Zaman parmakla sayılabilir de olsa, siyasilere göre şunun şurası az bi süre kaldı..
O nedenle, İktidar ve muhalif partiler zamanı ‘’karışlamış’’ olacaklar ki, üç ay önceden çağırdıkları taraftarlarıyla meydanlarda gözükmeye başladılar bile…
AKP ‘’ne oldu, on iki yıllık iktidarınızda o oturduğunuz koltuklardan bir daha da
kalkmayacak mısınız sandınız?, böyle düşünmüş olmalısınız ki ‘’ içte ve dışarıda’ da’’
uyguladığınız ‘’sorumsuzca siyaset sayesinde beklediğiniz ve güvendiğiniz
sandıklardan, ‘’edip eylediklerinizle çıkacaksınız..
-Nasrettin Hoca’’nın bir fıkrasıyla sözü bitirmek istiyorum..
Hoca’nın köyünde bir ev açılıp eşyalar çalınıyor.. Ev sahibi hırsızlar evi açmışlar ne
diyorsun deyip Hocaya danışıyor..
Hoca Efendi köylüleri toplayıp karşısına alıp konuşuyor..
Konuşmasını yaparken aniden karşısındaki sıra halinde duran köylülere dönüp, ‘’Hırsızın burnu kanıyorrr’’ deyip bağırdığında ‘’evi açan hırsız elini burnuna atıyor..
17 Aralık 2013 de yakalananlardan elini burnuna götürüp kendisini kanıtlayanların ardı arkası getirilebilecek mi dersiniz, hele bekleyip görelim diyorum..
Saygılarımla..
Bizim merhum rahmetli Abbas isminde bir emmimiz vardı. Arguvan Morhamam köyünde de ikamet ederdi.. Ellikle orakla ekin biçme dönemi, rahmetli ekin biçerken güneş batmaya az bir zaman kala ‘’yoruluyor olmalı ki, sık sık da güneşe döner zamanı saat yok, yerine karışıyla ölçer yanındakilere ‘’akşama şu kadar karış var, adam dermiş..
Şimdiyse ‘’17 Aralık 2013’’de evde yakalanan ‘’dolar basılı ayakkabı kutuları ve para sayma kasaları, iktidar yanlı ve yakınlarının yargıya taşınan yolsuzluk iddiaları, siyasilere ateşli bir seçim havası estirmiş olmalı..
O nedenle Apbo emmi gibi, siyasiler zamanı ‘’karış’la’’ ölçmeye başlamış olmalılar ki, şimdiden ülke geneline dalıp ve dağılıp taraftarlarıyla meydanlardalar..
Türkiye ve dünya nın bir çok ülkesinde Türkiye de ‘’çağdaşlaşmanın önünün kesildiği, ekonomide ve işletilmeyen hukuk sistemi, yargı da ve emniyette, hızlı bir şekilde atamalar ve açığa almalar, büyük kaygılarla takip ediliyor olmalı ki, bunlar gündemin tam da tepesine kilitlenmiş gibi..
Bazı yerli ve yabancı medyaya da bakıldığında, ‘’suçlular ve suçlamaya çalışılan siyasetçiler, daha da sertleşerek, aynı gündeme yoğunlaşıp meydanlara dalıp dolup taşacaklar tabi ki.. 30 Mart da ( hazıra mı, huzura mı)
Eh, yaklaşan ‘’yerel genel seçimler ve arkasından Cumhur Başkanı seçimi.. Zaman parmakla sayılabilir de olsa, siyasilere göre şunun şurası az bi süre kaldı..
O nedenle, İktidar ve muhalif partiler zamanı ‘’karışlamış’’ olacaklar ki, üç ay önceden çağırdıkları taraftarlarıyla meydanlarda gözükmeye başladılar bile…
AKP ‘’ne oldu, on iki yıllık iktidarınızda o oturduğunuz koltuklardan bir daha da
kalkmayacak mısınız sandınız?, böyle düşünmüş olmalısınız ki ‘’ içte ve dışarıda’ da’’
uyguladığınız ‘’sorumsuzca siyaset sayesinde beklediğiniz ve güvendiğiniz
sandıklardan, ‘’edip eylediklerinizle çıkacaksınız..
-Nasrettin Hoca’’nın bir fıkrasıyla sözü bitirmek istiyorum..
Hoca’nın köyünde bir ev açılıp eşyalar çalınıyor.. Ev sahibi hırsızlar evi açmışlar ne
diyorsun deyip Hocaya danışıyor..
Hoca Efendi köylüleri toplayıp karşısına alıp konuşuyor..
Konuşmasını yaparken aniden karşısındaki sıra halinde duran köylülere dönüp, ‘’Hırsızın burnu kanıyorrr’’ deyip bağırdığında ‘’evi açan hırsız elini burnuna atıyor..
17 Aralık 2013 de yakalananlardan elini burnuna götürüp kendisini kanıtlayanların ardı arkası getirilebilecek mi dersiniz, hele bekleyip görelim diyorum..
Saygılarımla..
Ali Rıza UĞURLU
22 Ocak 2014 13:35 | Malatya
İNSAN’’CA YAŞAMAK İNSAN’A GEREKMEZ Mİ //
Ülkemizi renklendiren farklı inanç ve kültürlerin varlığını yok sayan ‘’iktidar ve arkasına takılanlara, yanıt bekleyen sorumuz olacak...
Bu soruya yanıt çoklarına merak konusudur da ondan..
Başından beri ‘’ Emevi soyundan, Muaviye,Yezit, Mervan, üçlüsünün izine basıp emperyalizme kapıları aralayarak, ‘’Vatan Cephesi, Milliyetçi Cepheler ve ara rejimler vs, ülke yöneten o iktidarların devamı olan ‘’on iki yılın AKP si ile…
17 Aralık ta anlaşılmış olmalı ki, ‘’ bu ülke niçin ve neden ‘’yer altı ve yer üstü insan zenginliklerine rağmen, üçüncü dünya ülkeleri arasında geri kalmışlardan birisi..?
Gezi ve Taksim dede görüldü ki, Yüz Binler, ‘’tek insan tipi olarak iktidara yarayıp yaklaşmak yerine, aralarında hiçbir fark gözetmeksizin, ‘’İnsanca’’ huzur barış içinde eşit yurttaş olarak, özgürce yan yana iç içe, yaşamak için ve canları pahasına da olsa, bunları ‘’devletine demek için oralardaydılar..
Canlar katledildi, göz kör etmeler, yaralamalar hapsedilenler ve bir de dönüp demokrasiyi ağza alıp hak hukuktan söz edebiliniyorsa...
Ancak; geriye doğru ara rejimler de dahil 1950 lerden bu yana ülkede huzur ve istikrar yerine ‘’yukarda da kafaları karıştırmamak için kıssadan değindiğimiz gibi, tek yanlı ‘’kokuşmuş kirli dikta bir siyaset, gelip ta kapılara kadar dayandı demektir..
Bu nasıl çok partili demokratik bir sistem ki? Envai tür vaadlerle oy toplayıp iktidar olup, parlamento da halka doğru ve dürüst hizmet edeceklerine dair yeminle söz vermediler mi..? Öyleyken, tek partili ilkel bir sistemde olduğu gibi, ülke yönetmeye kalkabiliyorler ki..?
Ülke yi İşsizlik yoksulluk gibi sorunlarıyla bir kenara itip, Etraf komşu iç işlerine karışıp savaş kışkırtıcılığı yapacaksınız, öbür yandan ‘’Devletin Malı deniz deyip ihale ve rüşvette yarışacaksınız..
Hukuk darmadağın, ekonomi dibe basmaya başladı, iş çevreleri iflasa sürükleniyoruz diyorlar..
Görülen o ki, ‘’Anayasa, yasama, yürütme, yargı, ‘’halkı kandırmak için kağıt üstü varmış..
Anlaşılan o ki, başından beri bunların yerine, ‘’Din İman Ahret Cennet Cehennem, kader kısmet ve ‘’Allahın izniyle de deyip, oyları toplayıp tek başına iktidar olmak, hepsine değermiş..
Önümüze gelen bu tabloyu da gördükten sora, bu ülke insanlarının aklı başına gelir mi dersiniz dostlar..?
Saygılarımla..
Ülkemizi renklendiren farklı inanç ve kültürlerin varlığını yok sayan ‘’iktidar ve arkasına takılanlara, yanıt bekleyen sorumuz olacak...
Bu soruya yanıt çoklarına merak konusudur da ondan..
Başından beri ‘’ Emevi soyundan, Muaviye,Yezit, Mervan, üçlüsünün izine basıp emperyalizme kapıları aralayarak, ‘’Vatan Cephesi, Milliyetçi Cepheler ve ara rejimler vs, ülke yöneten o iktidarların devamı olan ‘’on iki yılın AKP si ile…
17 Aralık ta anlaşılmış olmalı ki, ‘’ bu ülke niçin ve neden ‘’yer altı ve yer üstü insan zenginliklerine rağmen, üçüncü dünya ülkeleri arasında geri kalmışlardan birisi..?
Gezi ve Taksim dede görüldü ki, Yüz Binler, ‘’tek insan tipi olarak iktidara yarayıp yaklaşmak yerine, aralarında hiçbir fark gözetmeksizin, ‘’İnsanca’’ huzur barış içinde eşit yurttaş olarak, özgürce yan yana iç içe, yaşamak için ve canları pahasına da olsa, bunları ‘’devletine demek için oralardaydılar..
Canlar katledildi, göz kör etmeler, yaralamalar hapsedilenler ve bir de dönüp demokrasiyi ağza alıp hak hukuktan söz edebiliniyorsa...
Ancak; geriye doğru ara rejimler de dahil 1950 lerden bu yana ülkede huzur ve istikrar yerine ‘’yukarda da kafaları karıştırmamak için kıssadan değindiğimiz gibi, tek yanlı ‘’kokuşmuş kirli dikta bir siyaset, gelip ta kapılara kadar dayandı demektir..
Bu nasıl çok partili demokratik bir sistem ki? Envai tür vaadlerle oy toplayıp iktidar olup, parlamento da halka doğru ve dürüst hizmet edeceklerine dair yeminle söz vermediler mi..? Öyleyken, tek partili ilkel bir sistemde olduğu gibi, ülke yönetmeye kalkabiliyorler ki..?
Ülke yi İşsizlik yoksulluk gibi sorunlarıyla bir kenara itip, Etraf komşu iç işlerine karışıp savaş kışkırtıcılığı yapacaksınız, öbür yandan ‘’Devletin Malı deniz deyip ihale ve rüşvette yarışacaksınız..
Hukuk darmadağın, ekonomi dibe basmaya başladı, iş çevreleri iflasa sürükleniyoruz diyorlar..
Görülen o ki, ‘’Anayasa, yasama, yürütme, yargı, ‘’halkı kandırmak için kağıt üstü varmış..
Anlaşılan o ki, başından beri bunların yerine, ‘’Din İman Ahret Cennet Cehennem, kader kısmet ve ‘’Allahın izniyle de deyip, oyları toplayıp tek başına iktidar olmak, hepsine değermiş..
Önümüze gelen bu tabloyu da gördükten sora, bu ülke insanlarının aklı başına gelir mi dersiniz dostlar..?
Saygılarımla..
kemal
21 Ocak 2014 13:31 | iatanbul
iyi günler radyoyu dinliyorum ama yazamıyorum .nic gonderirmisiniz teşekur ederim
Ali Rıza UĞURLU
21 Ocak 2014 06:49 | Malatya
GEÇ KALDIK
Hadi kardeş, dar ettiler zamanı
Engelleri kaldırmakta, geç kaldık
Sopayı silahı, atın denize
Bu gidişi durdurmakta, geç kaldık
Cahilin nefesi, kuru kan kokar
Safrası bozulur, dil dışa sarkar
Güneşin önüne, çul çaput tıkar
El uzatıp caydırmakta, geç kaldık
Batıdan doğuya, taşınan kavga
Ne ayıp tanıyor, ne yargı dava
Gün be gün soğudu, buz oldu hava
İçimizi ısıtmakta, geç kaldık
Sömürü dünya’yı, soydu bitirdi
Kaptı yakasından, dize getirdi
İnsanda var olan, değeri yedi
Bu dumanı, dağıtmakta geç kaldık
Gam kasavet bastı, uyku tutmuyor
Ocaklar körledi, baca tütmüyor
Vurguncudan, halka bir şey artmıyor
Bu batağı, kurutmakta geç kaldık
Emeğin dönüşü, sadaka oldu
Onur gurur hepsi, lafta boğuldu
Koza açsın dedik, yaprakda soldu
Dala bülbül kondurmakta, geç kaldık
Ali Rıza’m bakıp, şaşmak mı gerek
Dertlerle yığılıp, şişmek mi gerek
Ya da aklımızla, pişmek mi gerek
Sesimizi duyurmakta, geç kaldık
Saygılarımla.
Hadi kardeş, dar ettiler zamanı
Engelleri kaldırmakta, geç kaldık
Sopayı silahı, atın denize
Bu gidişi durdurmakta, geç kaldık
Cahilin nefesi, kuru kan kokar
Safrası bozulur, dil dışa sarkar
Güneşin önüne, çul çaput tıkar
El uzatıp caydırmakta, geç kaldık
Batıdan doğuya, taşınan kavga
Ne ayıp tanıyor, ne yargı dava
Gün be gün soğudu, buz oldu hava
İçimizi ısıtmakta, geç kaldık
Sömürü dünya’yı, soydu bitirdi
Kaptı yakasından, dize getirdi
İnsanda var olan, değeri yedi
Bu dumanı, dağıtmakta geç kaldık
Gam kasavet bastı, uyku tutmuyor
Ocaklar körledi, baca tütmüyor
Vurguncudan, halka bir şey artmıyor
Bu batağı, kurutmakta geç kaldık
Emeğin dönüşü, sadaka oldu
Onur gurur hepsi, lafta boğuldu
Koza açsın dedik, yaprakda soldu
Dala bülbül kondurmakta, geç kaldık
Ali Rıza’m bakıp, şaşmak mı gerek
Dertlerle yığılıp, şişmek mi gerek
Ya da aklımızla, pişmek mi gerek
Sesimizi duyurmakta, geç kaldık
Saygılarımla.
487
Ziyaretçi defteri kaydı